Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
10/10 puan verdi
Tarafımdan oluşturulmuş bu yorumun tüm hakları kitapyurdu.com'a aittir. İlk kez 2006 yılında yayınlanan Osmanlıyı Yeniden Keşfetmek, farklı yayınevlerinden elliden fazla baskı görmüş, Almanca, Fransızca, Arapça ve Yunancanın da içinde yer aldığı 10'dan fazla dile çevrilmiş, Osmanlı Tarihi hakkında sağlıklı bilgi sahibi olmak isteyenler için bir önemli bir başlangıç kitabı. İlber Ortaylı'nın Osmanlı'yı Yeniden Keşfetmek'i yazma sebebi, kıymetli hocası Halil İnalcık'ın "Osmanlı Tarihi'nde Efsaneler ve Gerçekler" kitabını kaleme alma gereksinimi ile ortak. Bu kitapları yazılmaya iten başlıca sorun, insanların tarihi bilginin gerçekliğini idrak edememesinden kaynaklanmaktadır. Osmanlı'yı Yeniden Keşfetmek, toplamda yirmi bir başlıkta Osmanlı İmparatorluğu'nu gerçek bir sahnede ele almaktadır. Bu başlıklardan bazıları: İstanbul Tarihinden Esintiler, Mimar Sinan, Osmanlı'da Devşirme, Osmanlı'da Aile Kurumu, Fatih ve Fetih, Enderun, Osmanlı Kadısı, Osmanlı Seyahatnameleri, Osmanlı Mutfağı, Bab-ı Ali, Âsâr-ı Atıka, Son Roma İmparatorluğu vd. Kitap son derece rahat okunurken kitapta yer alan yabancı ressamların tabloları da okura görsel kazanımlar sağlamaktadır. 2000'li yıllar ilerlerken, Türkiye dünyaya daha hızlı ayak uydurmakta ve maalesef hızlanan bu adımlar pek çok tökezlemeyi ve düşüşü de beraberinde getirmektedir. Popüler kültür özellikle sahne ve gösteri sanatlarında hiç olmadığı kadar konu fakirliğine düşülmüş, senaristler çareyi tarihi olayları yeniden kurgulamakta bulmuştur. Tarih yazımı başlı başına pek çok sorun teşkil ederken bir de tarihi olayları kendi amaçları doğrultusunda kurmacaya dönüştürenler, izlediğine inanan insan yığınında korkunç bir bilgi kirliğine sebep olmuştur. Dizi ve filmlerdeki şaşaalı sahneler, prekaryada özenti yaratmış, bazıları kendi tahtını inşa etmeye çalışmıştır. Burada insanların tarihe olan merakının arttığını söylemekte bir beis görmüyorum. Ancak doğru okuma alışkanlığı edinemeyen insanlarda sağlıksız ideolojilerin doğduğu da pek açık. İlber Ortaylı, bu kitapta Osmanlı İmparatorluğu hakkında son derece kıymetli bilgiler verirken, insanların tarihi doğru şekilde öğrenme zarureti üzerinde duruyor. Kitabın getirdiği son noktada bir diğer önemli mesele dikkat çekiyor: kültürel miraslara sahip çıkılması ve en önemlisi bilinçli nesiller yetiştirilmesi. Ders kitaplarındaki ihtiyacımızı karşılamayan bilgilerin çok ötesinde, tarih kitaplarına da yaklaşmaya korkan okurlara, son derece tartışmalı olsa da "Son Roma İmparatorluğu" Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi, kültürel ve sosyolojik yapısının, Osmanlılar, bugünün Türkiyesi ve dış dünya için ne anlam ifade ettiğini bu kadar küçük hacimli bir kitapta mümkün olduğunca ifade ediyor İlber Hoca. Bir makaleler toplamı olduğu belirtildiği üzere, her makalede çok önemli çıkarımlar yapmak ve yeni kaynaklara yönelmek kaçınılmaz. Bağlam içinde değerlendirmeyi uygun bularak Fatih ve Fethin dünya tarihi için öneminin yanısıra Roma ve emperyalizm kavramlarının değişen anlamları son derece önemli konular. Sınırları kıtalar aşan bu büyük imparatorluğun bağımsız eyaletlerinin nasıl yönetildiği daima derin okuma gerektirmekteydi, burada kısaca değinmeyi elzem bulmuş Ortaylı. Sanıyorum en çok padişah ve haremi ilgi çekmekteydi dizi izleyicileri için. Padişahları yalnız romantik bir karakter haline getiren anlayışa tepki olarak padişahların meslekleri hakkında verilen örnekler de son derece şaşırtıcı. Yalnız saray ve yönetim çevresinin değil, imparatorluk sınırlarında sade vatandaşların aile yaşamından, mutfak kültürüne halk çeşitliliğini de hesaba katarak ele almaya çalışsa da Ortaylı, yine de görece dar alan kaplıyor halk mevzusu. Bu kadar farklı rengin bir arada nasıl yaşayabildiği ve birbirini farklı inanışlara rağmen nasıl beslediği "Volksfrömmigkeit" (Halk imanı) örneği ile açıklanmış. Önce bir okur ve sonra seyirci olmayı tercih etmiş biri olarak Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili sağlıklı bir dizi çekilse bunun Devşirme Sistemi ve Enderun üzerine olmasını dilerdim. Osmanlı "Saray" eğitim sisteminin son derece özel yapılanması ve gelişiminin bizlere önemli işaretler vereceği düşünüyorum. Böylece, bugün en ücra köylerdeki çocukların dahi eğitime ulaşabilirliği için henüz otuzlu yaşlarındayken imparatorluğun en zorlu bölgelerinde görev yapmış bir Osmanlı Paşası olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün çok daha iyi anlaşılacağına eminim. Askerlik, yönetim, adalet, sanat, edebiyat, mimari konuları genellikle aşina olduğumuz alanlarken özellikle yabancı seyyahların görüşlerine yer verilmesi, dışardan bir bakışa kulak vermemiz için önemli. İsraf mı güç gösterisi mi, tartışmalarına sıradışı bir yanıt olarak pek çok Osmanlı mimari eserinin dünya ile kıyaslandığında mütevazı kaldığının belirtilmesi de hayli enteresan. Ve en önemlisi Âsâr-ı Atika. İlber Ortaylı'nın tahammülsüz olduğu noktaları hemen herkes bilir. Bu kitap da cehalete bir cevap niteliğindedir esasında. Bizim için de pusuda bekleyen önemli bir mesele her zaman olduğu gibi devam ediyor. Türkiye gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, aynı zamanda asırlar süren Son Roma İmparatorluğu'nun miraslarını taşıyan her bakımdan önemli ülke, miraslarını yitirmek ile karşı karşıya. Tıpkı geçmişte bilinçsizlikle yitirdiği pek çok tarihi eser gibi. Bugün modern Türkiye'nin silüeti hiç olmadığı kadar değişirken, korunamayan, restore edilemeyen hatta yok edilen pek çok kültürel ve mimari eser, ortak hafızamızda büyük tahribatlar yaratıyor. İlk Âsâr-ı Atika Nizamnamesi'nin arkeolojik mirasımızı koruyamayan maddelerini çoktan silip atsak da bugün hâlâ çalınan tarihi eserler mevcut. Tarih kaynaklarının kısıtlılığına rağmen yeterince okunamaması en önemlisi anlaşılamaması çok daha büyük bir sorun. Telafi edilmesini diliyor İlber Ortaylı, aynı umudu taşırken, kitabı herkese tavsiye ediyorum.
Osmanlı’yı Yeniden Keşfetmek
Osmanlı’yı Yeniden Keşfetmekİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 20232,980 okunma
··
562 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.