Gönderi

Anlaşılamayan Kanuni Esasi
23 Temmuz 1908'de hürriyetin yahut Meşrutiyet'in ilanı memlekette galiba daha ziyade biz çocukların anlayabileceğimiz bir şeydi. Bu ihtiläli anlayışta halkın kavrayışı da, galiba biz çocukların kavrayışlarından ileri geçmiyordu. Sokak gösterilerine herkes, yaşı ne olursa olsun bir çocuk heyecanıyle karışıyordu. Zaten ihtilälin getirdiği şey, dört kelimeden ibaretti. Hürriyet, adalet, eşitlik, kardeslik... Bir de "Kanuni Esasi" kelimesi vardı ama, halk ve hele çocuklar arasında, bunu pek anlayan ve tutan yoktu. Esasen bütün diğer kelimeleri de ne anlayan, ne de anlatan olduğu için, onlara herkes dilediği gibi mana veriyordu. Türkler, Bulgarlar, Rumlar, bu manaları diledikleri gibi kendi taraflarına çekiyorlardı. Şuracıkta, şu kadarını söyleyeyim ki, nice ve nice yıllar sonra, bu hürriyet inkılabını memlekete getirenlerin en ileri gelenleriyle hem de artık her şey olup bittikten ve onlar da iktidardan devrilip memleketi terkettikten sonra görüştüklerimi ileride anlattığım zaman göreceksiniz ki, onlar da, o zaman dahi bu işlerden pek fazla bir şey anlamamışlardı.
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.