“O, çok sevdiğini sadakatle bekleyen bir ömürlük nöbetçi” Gerçekten böyle biri olabilir mi diye düşündüm, tam olarak yirmi yıl... Olmuştur, öyküler yaşanmışlıkları anlatır. Günümüz dünyasında mümkün değildir. Ayhan ve İnciferaye, birbirlerine aşık iki genç. Ayhan evlenmek ister ama İnciferaye yaşlarının küçük olduğundan Fransa’dan gelen cazip teklifle doktorasını da tamamlamak ister ve Ayhan’a bir mektup bırakıp yola çıkar. Bir daha da İnciferaye’den hiç mektup alamaz. Ayhan da divane gibi sokaklarda dolaşmakta aklında da problemler oluşmaktadır ama artık kendisini toparlamanın zamanı da gelmiştir. İstanbul da başlayıp Fransa’ya uzanan bir aşk hikayesinde hem kendinizi bulacak hem de kültürel bir geziye çıkıp Osmanlı, Latin İmparatorluğu istilası altında bulunan Doğu Roma dönemi İstanbul’un da Ayhan’ın gözleriyle gezeceksiniz. Ayhan, İnciferaye’den haber alabiliyor mu? Ayhan’ı sürprizler bekliyor? Bunca zamandan sonra bir araya gelebilecekler mi? İnciferaye’nin Fransa’ya doktora için gitmesinin ardında başka sebepte olabilir mi? Tüm bu soru işaretlerinin yanıtları kitapta bulunmakta olup, yazarın yalın, duru ve akıcı kalemine bayıldım. Kaleminiz daim olsun sevgili yazarım Mutlaka okunması gereken bir eser, okuyunuz!

İnciferayeBahadır Karasulu · Edebiyatist Yayınları · 202316 okunma

·

340 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Um Ya