olgun
1. sıfat Yenecek duruma gelmiş (meyve):
"Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar." - Refik Halit Karay
2. sıfat, mecaz Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı (kimse); yetkin, kâmil, pişkin:
"Benim bütün cefama olgun adam gibi katlanmasını bilmişti." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
3. sıfat Gelişmiş, kıvamını bulmuş.
4. sıfat, mecaz Tamamlanmış, iyice işlenmiş (yazı, düşünce vb.); yetkin.