Jase on dokuz yaşında babasının ani ölümüyle kendini bir anda Krallığın Lideri olarak bulur. Daha acısını atlatamadan çarşıda gördüğü bir kadın dikkatini çeker. İkili arasında çıkan söz dalaşında Jace hiç ummadığı bir durum içinde bulur kendini; kadın ona duvara yaslamış ve boynuna bıçak dolamıştı. Kim olduğunu bilmediğini o an anlamıştı ve bunun bedelini o kadına ödetecekti. Tek bilmediği şey ise o kadının tüm Krallığını tehlikeye atacak olan kadın olduğuydu. Kazi. Ülkenin en önemli hırsızlarından ‘ On’ olarak adlandırılan biri. Kraliçenin özel görevi nedeniyle Ülkeye gelip Krallığa sızarak kanun kaçağı bir adamı bulup Kraliçe’ye teslim etmesi gerekiyor. Gel gelelim kendini Jase’i kurtarmaya çalışırken birbirlerine zincirlenmiş şekilde kaçırılırken buldu. Ve o andan itibaren ikili sadece bileklerinden değil kalplerinden de zincirlenmişti. Kazi’yi çok sevdim, bir kadın olarak güçlü ve kendinden emin kadın karakterlere aşığım. Jace apayrı bir güzellik. Yaşının gerektirdiği gibi davranabiliyor yeri geliyor kendinden emin yeri geliyor daha ergen bir çocuk gibi davranıyor. Ayrıca hislerinden kaçmayıp üzerine gitmesi kalbimi kazandıran en önemli etkenlerden biri oldu. Fakat aynı zamanda bu saflığı beni delirtti. Kazi’nin her tehdidine boyun eğmesi? Sen Kraliyetin yeni liderisin bu kadar çabuk nasıl pes edebiliyorsun? Kazi sürekli Jace’i köşeye sıkıştırıp onu istemediği şeylere mecbur etti. Hadi bunlar göz ardı edilebilir fakat sonda ki o ihanet? Kendine saygısı gururu olan bir insan o ihaneti nasıl affedebilir? Karakteri güzel yazılsa da ezik olarak yazıldığı da bir gerçekti. Umarım ikinci kitap da biraz da Kazi’nin çabaladığını görebiliriz.

Hırsızların DansıMary E. Pearson · Martı Yayınları · 20221,403 okunma

·

39 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sena Nur Çevik