Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

864 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Spoiler içerir!!!
Kitabı anlatmaya nereden başlayacağımı gerçekten bilmiyorum.Roman etkileyici ama bu kadar etkilenmeyi beklemiyordum önce kitabın konusundan bahsedelim. Üniversitede tanışan Malcolm, Willem, JB ve Jude'nin dostluklarını okuyoruz yani kitabın arka yüzünde kısaca bu yazıyor ama bence kitap Jude biyografisi desek daha doğru olur.Çünkü Jude çocukluğundan 15 yaşına gelinceye kadar cinsel taciz,fiziksel şiddet ve psikolojik şiddetin en uç noktasına kadar yaşamış biri ve ilerledikçe parça parça bunları okuyoruz.Kitap Jude'nin çocukluğunu ve genç yetişkinliğini paralel bir şekilde yaşadıkları ile nasıl mücadele edemediğini anlatıyor.Kitabın kaç yerinde" Ya bu kadar da olmaz. Bir insanın başını nasıl sadece kötü olaylar gelir, o kadar da abartı." dediğim çok oldu fakat kitabın sonunda gerçek hayatta çok daha kötüleri yaşamış insanlar olduğunu bilmem canımı daha acıttı. Jude'nin üniversiteden sonraki hayatını okuduğumuzda imrenilecek bir hikaye.Çok başarılı bir avukat oluyor.30 yaşında çok sevdiği iki insan tarafından evlat ediniliyor (anne babasını hiç tanımadığı için çok büyük bir mutluluk kaynağı)çok yakın kardeş diyebileceği dostlara sahip ama günün sonunda bunların hiçbirine sahip olmaması gerektiğini, layık olmadığını ,kendini pis ,başarısız ,kirli,değersiz gören bir insan. Kitapta beni iki şey çok sinir etti. Bu kadar büyük problemleri olmasına rağmen asla psikiyatriste gitmemesi ve etrafındaki insanların Judenin kendisine sürekli zarar verdiğini(jilette bileklerini kesiyor)bildikleri halde konuşmadan sürekli kaçınmaları ve aslında hiçbir şey yapmamaları. Kitabın bir yerinde artık biri şunu zorla hastaneye yatırsın ya da gerçekleri yüzüne vursun ( daha mı iyi olurdu bilmiyorum ama) isterdim çünkü Jude'n kendini açmasını konuşmayı onun başlatmasını istiyorlar ama bu hiç gerçekleşmiyor. İş hayatında çok başarılı, çok yakın dostları var ama gerçekte kimse hayatına dair bir iki ufak bilgi haricinde hiçbir şey bilmiyor. Diğer bir sıkıntılı nokta ise 20 yıldır yakın dost olan Willem ile bir noktadan sonra sevgili olması.Willem belki Jude aşıktı ama Jude aşkın ne olduğunu bilmiyordu. Willeme derin bir bağlılık ve sevgi duyuyordu ama bence kesinlikle aşık değildi.Willeme hiçbir zaman cinsel çekim duymadı sadece Wilemi kaybetmemek için onun seks tekliflerini reddetmedi.(çünkü normal ilişkilerin böyle olması gerektiğini düşündü.)Ama cinsellikten nefret etti ve kendine daha çok zarar vermeye başladı.(çünkü cinsellikle sağlıklı hiçbir bilgi ve deneyimi yok.)Bu ortaya çıkınca Willem onunla cinsel ilişkiyi kesti ama sevgili olmaya devam ettiler. Wiilemin başka kadınlarla birlikte olması teklif etti ve bundan hiç rahatsızlık duymadı. Çünkü Jude'nin Wiileme karşı hissettikleri aşk değil derin bir sevgi idi.(Jude sevgiye çok aç biri 20 yaşına kadar sevgi ile tanışmamış biri o kritik eşiği kaçırmış bir çocuk.) Ama kendi ne kadar sevilse de başarılı da olsa küçük mutlu anlar dışında hep depresifti,mutsuzdu.( tabii bir sürü sağlık sıkıntıları dayanılmaz ağrılar çekti hatta en son iki ayağı dizden aşağısı kesildi onun için daha iyi oldu.) Willemle kendine göre güzel bir ilişki içindeydi tabii bütün kötü olaylar Jude'nin başına gelmek zorundaymış gibi William ve malcolm trafik kazasında öldü. Jude Villemim ölümünü tabii ki kabullenemedi. Hayalini görmek için kendini aç bırakarak halisinasyon sayesinde Willamıgörmeye çalıştı,kendini kesmeye devam etti ve kendini sadece işine verdi. Bir noktada o kadar zayıflıyor ki doktor arkadaşı,diğer dostları ve babası tarafından hastaneye yatırılıyor. Birkaç terapiye gidiyor,ailesi ile tatilleri gidiyor,normal kilosuna hayatına dönüyor daha iyiye gittiğini düşündüğümüz noktada Willamın ölümünden üç yol sonra intihar ediyor ve ölüyor.(Evet bunu okuyunca ağladım.) Doğrusu bunu tahmin ediyordum hatta Willam ölmemiş olsa her şey yolunda gitse bile bence Jude yine kendini öldürürdü.Çünkü Jude kendini hiç sevmedi sevgiye layık görmedi hep değersiz gördü. hep bir gün onu sevenler tarafından terk edileceğini, onu artık sevmeyeceklerini düşündü ve en sonunda da kendini öldürdü. Ama yine de jude'nin sonunun mutlu bitmesini isterdim. Bu sonu onun için bir türlü kabul edemiyorum. Tabii bu son kitabın kalıcılığını daha etkili hale getirmiş. Ama kaç gündür Judenin sonu mutsuzluğu ile yatıp kalkıyorum. Bu yüzden ona istediğim sonu yazmaya karar verdim. Kitabın başlangıcı aynı. Jude daha bebekken çöpün yanında bulunuyor ve yakındaki bir kilisede büyüyor. 5 yaşına gelince kilisedeki bazı papazların sistematik olarak tecavüzüne uğruyor. 7 yaşında iken güya ona iyi davranan bir papaz(Allah'ın belası Luke birader) ile kaçıyor ve papaz 11 yaşına kadar ülkenin farklı motellerinde başka erkeklere satıyor ve kendi de tecavüz ediyor sonra papaz yakalanıyor ve Jude çocuk yurduna veriliyor orada bu sefer bakıcılar tecavüze başlıyor daha fazla dayanamayıp kaçıyor yolda şöforlerle para karşılığı birlikte oluyor.Bir gün bir benzinlikte hastalıktan bayılıyor sonrasında psikopat ve psikiyatrist olduğunu öğrendiğimiz bir adam onu bodrumuna kapatıp yine sürekli tecavüz ediyor. Sonrasında adam onu ıssız bir yere götürüp ölsün diye araba ile üstünden geçiyor.( Ölmüyor ama burada aldığı hasarlar yüzünden ömrünün sonuna kadar ağrılar çekti en sonunda ayakları kesildi.) Adam yakalanıyor.Bir sosyal hizmet çalışanı ona çok yardımcı oluyor.İyi bir ailenin yanına yerleştiriyor, üniversiteye hazırlanmasına yardımcı oluyor.Onun için gerçek bir şeyler yapıyor Jude'n güvendiği ilk erkek fakat onun da ömrü kısa oluyor kanserden ölüyor. Ve Jude üniversiteye gidiyor.Willam,JB ve Malcolmla çok yakın arkadaş oluyor.Başarılı bir avukat oluyor.30 yaşında calep adında bir adamla birlikte olmaya başlıyor ama adam onu hem dövüyor hem de tecavüz ediyor. En son dövmesi o kadar kötü ki hastaneye yatıyor yine de şikayetçi olmuyor.( 10 yıl sonra calep pankreas kanserinden ölüyor.)40 yaşında William ona aşkını itiraf ediyor. Jude birinin ona aşık olabileceğine inanamasa da ilişkiye başlıyorlar.(En sıkıntılı yer burası zaten çünkü hep erkeklerden cinsel şiddet gördüğü için hiçbir erkeğe haz duymuyor kadınlara karşı da ilgisiz ama eğer deneseydi bir kadınla daha mutlu olabileceğine inanıyorum çünkü kadınlarla ilgili bir travması yok.)-Burdan sonrası kendi sonum- Sonrasında Willamla ilişkileri iyi olsada seks hala ona tecavüz gibi geldiği için ilişkiyi bitiriyorlar ancak sonsuza kadar en yakın arkadaş olarak kalıyorlar hatta Willam hala ona aşık. Sonrasında Jude'n çalıştığı hukuk firmasındaki bir kadın avukat ona ilgi gösteriyor. Jude karşılık vermese de biraz da kadının ısrarı ile (ona Jane ismini verdim) önce arkadaş oluyorlar sonra da bir ilişkiye başlıyorlar. Tabii ki jude'nin güven sorunları devam ediyor ama o da Jane ile ilişkisini yürütmek istediği için terapiye başlıyor.Her zaman kolay olmuyor ama sonunda mutluluğu hak ettiğine dair biraz inancı oluyor.Ara sıra geçmişi onu yakalasa da huzurlu hatta evlenip çocuk yapmayı bile düşünüyor geleceğe karşı artık daha istekli.Belki sıkıcı bir son ama Judy'nin mutlu olduğu bir evren olması beni mutlu ediyor. The end.
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara · Doğan Kitap · 20222,765 okunma
·
75 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.