Acımak ncelikle kitap ile tesadüfüm tamamen bir rastlantı sonucu çalıkuşuna öğrencilikten dolayı ücret fazla gelince almaya mecbur olmamdan dolayıdır :)
incelemeye gelecek olursak, kitabı az evvel bitirdim ama yarım saat kadar ağladığım için şimdi yazabiliyorum. ne diyeyim ki bir ara evin duvarlarını "bir insanın başına bu da gelmez" diyerek inlettim. zavallı mürşit bey'i şu saatte istanbul'un neresindeyse çekip almak istedim. kitabın başlarında zehra'nın bazı öğrencilere karşı olan tutumu hayli eleştireye değerdi ama idealistlik adına altında normalleştirme havası vardı, ilerideki meslektaşım olacağı için anlamaya çalıştım ama mümkün değildi. ardından babası ile olan çatışmasını kendi penceresinden görünce hak vermemek elde değildi bu merhamet yoksunluğuna(biraz ağır oldu zehracığım kusura bakma). elbette ki son kısımda zehra kadar ben de şaşırdım ve kitabın başındaki mürşit beye olan tüm sövmelerimi geri aldım. okurun bile inandığı bu durumlara yaşarken tek başına nasıl inandıracaktın mürşit bey.
sanırım cümlelerime anneciğimin kıymetli sözleri ile mürşit beye ithaf ederek veda edeceğim "geldi geçti de deldi geçti güzel kızım"
kitabı okumanız dileğiyle
simeranya büyükelçisi