Edward Shils "gelenek" kavramı üzerine çok önemli bir incelemesinde, Batı dünyasının Aydınlanmadan beri, geleneği özgürlükçü ilerleme fikirlerinin antitezi olarak, sağcı muhafazakarlıkla nasıl özdeşleştirdiğini gösterir. Shils'in etkileyici bir şekilde savunduğu gibi, Batı'da "bazı şeylerin, olduğu gibi, ya da yakın geçmişteki halinde bırakılması gerektiğini söylemek bile münasebetsiz görülüyor. Herhangi bir durum söz konusu edildiği zaman asıl varsayım onun değişmesi gerektiğidir.