Gönderi

Modern tıp sağlıklı olmakla, sağlığı korumakla ilgilenmez. Bir doktora gidip, vücudunuzda eskiden deneyimlemediğiniz ufak tefek farklılıklardan söz ederseniz büyük ihtimalle size boş gözlerle bakacaktır. Çünkü doktorunuz hastalığı teşhis etmek ve hastalığı tedavi etmek üzerine eğitim almıştır. Tüm eğitim sistemi bunun üzerine kurulmuştur. Ama vücudunuzdaki o ufak değişimler hastalığa dönüştüğünde artık tıp ilminin ilgi alanına da girmiş olursunuz. Halbuki sağlık ve hastalık arasındaki çizgi her zaman net ve açık değildir. Bir akşam sağlıklı bir insan olarak yatıp sabahına hasta biri olarak uyanmazsınız. Eğer sağlık beyaz, hastalık siyah renkte ise, arada upuzun bir gri bölge vardır. Ve modern tıp, söz konusu bu gri bölge olduğunda yetersiz ve çaresiz kalır. Mesela yorgunluk, şişkinlik, uyuşukluk, halsizlik, uykusuzluk, sabah yorgunluğu, cilt kuruluğu, gaz, kabızlık, ağrı, kramp, uyuşma ya da karınca- lanma ve benzeri sorunlara modern tıp pek ilgi duymaz. Neredeyse her iki insandan biri bu sorunlardan muzdarip olsa da, tıp onları görmezden gelir. Oysa bana göre, psikosomatik olarak değerlendirdiğimiz birçok sorundaki ortak nokta, sağlıklı olma haliyle hasta olma durumu arasındaki geçiştir. Fakat maalesef modern tıp ölçemediği, göremediği ve dokunamadığı sorunları hastalık olarak tanımlamaz, kategorize etmez. Daha doğrusu edemez. Ve bu durumda da görmezden gelir. Hatta eğer işin içinden hiç çıkamazsa hemen problemleri ruhsal sorunlara bağlar ve "psikolojik" der geçiştirir.
·
49 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.