Destanlar, söylenceler, kahramanlık öyküleri bizleri mitolojik bir yolculuğa çıkarır. Bu öyküler insanın varoluşsal anlam arayışlarının farklı yorumlarını bizlere sunar. Bu öykülerin birinde yer alan, ölümsüzlük peşinde yürüyen, çoğu kitleler boyunca adı ve şanı dilden dile dolaşan Uruk kralı Gılgamış, bizlere yalnız olmadığımızı çağlar öncesinden haber veriyor. Tarih yazıcılığının beşiği olan Mezopotamya'ya yönümüzü çevirdiğimizde, gözde medeniyetlerinden biri olan Sümer diyarlarında Gılgamış adında üçte ikisi tanrı, üçte bir insan olan bir kralla karşılaşıyoruz. Gılgamış'ın annesi tanrıça Ninsun, babası ise kral Lugalbanda'dır. Gılgamış'ın Uruk halkına yapmış olduğu zulüm ve baskılar bitmek bilmemektedir. Bunun üzerine Uruk halkı, tanrılara dua ederler. Tanrı Enki ya da diğer adıyla Ea, bu seslere kulak verir ve Enkidu'yu yaratır. Enkidu'nun gelişi Gılgamış'a rüyasında haber verilir. Rüyasını kahin annesi Ninsun'a anlatan Gılgamış, onu destekleyecek bir er kişinin varlığını haber alır. Sedir Ormanı'nın yakınlarına gelen Enkidu'nun gelişi, Gılgamış'a haber verilir, bunun üzerine Gılgamış, tapınak fahişelerinden birini ona yollar. Fahişe, Enkidu'yu ehlileştirir. Ehlileşen Enkidu eski gücünü kendinde bulamaz. Fahişe onu yaban diyarlardan şehire götürür. Hemen hemen Gılgamışla aynı güce ve görünüşe sahip olan yakışıklı Enkidu'yla Gılgamış bir dövüşe girişir. Kazanan Gılgamış olur fakat düşman olmazlar. Tam tersine Gılgamış onu kendine kardeş ilan eder. Tanrıların diyarı olan Sedir Ormanın'ın girişini tutan canavar Humbaba'yı yoketmek ve kutsal Sedir ağacını kesmek için iki kardeş 1.5 aylık bir yolu 6 günde giderler. Humbaba'nın öldürülmesiyle Güneş tanrısı Şamaş'ın memnuniyetini kazandıklarını düşünürler ama yanılırlar. Tanrıça İştar ise Gılgamış'a beraber olmayı teklif eder, Gılgamış bu teklifi reddeder. Öfkelenen tanrıça Gökboğasının altını Gılgamış ve Enkidu'nun üzerine salar. Gılgamış ve Enkidu boğayı öldürür. Bunun üzerine tanrılar Enkidu'yu ölüme mahkum eder. Kardeşinin ölümü Gılgamış'ı fena halde sarsar ve ölümsüzlük arayışı için bir yolculuğa çıkar. Yolculuğunun sonlarına doğru ölümsüz adam Utnapiştim'le yolları kesişir. (Bizim bildiğimiz adıyla Nuh). Gılgamış, önüne çıkan bir sürü testte başarısız olur. Ölümsüzlüğün ulaşamayacağı bir yerde olduğunu farkeder ve şehrine geri döner. Asur bilimci Jean Bottero birçoğu kırık, zedelenmiş tabletleri farklı yerlerden derleyip toparlayarak, çok titiz bir çalışma meydana getirmiş. Ben çok beğenerek okudum, okumak isteyenlere tavsiye ederim.

Gılgamış DestanıJean Bottéro · Yapı Kredi Yayınları · 2005152 okunma

·

1 artı 1'leme

·

334 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.