Meğer oynadığı oyunun adı Jonglörlükmüş
Belki de bu hafta sonu şalterleri indirerek hem kendimize hem de çocuklarımıza çok güzel bir deneyim yaşatabiliriz.
Karan, ekranlarla kendisine ördüğü dünyada inanılmaz mutlu!
Oynadığı oyunlarda çok başarılı!
Asla canı sıkılmıyor. Çünkü TV, tablet, telefon ve bilgisayar gibi bir çok alternatif hep elinin altında. Kurduğu bu dünyada bir çok arkadaş da edinmiş!
Ama bir gün elektrikler kesiliyor ve muhteşem dünyası kararıyor.
Bir süre sokakta oyalanmaya karar veriyor.
Ancak sokakta sanal oyunlarda olduğu gibi başarılı olamıyor. Çünkü ayakları, el parmakları gibi isabetli şutlar, basketler atamıyor.
Ne yapacağım diye düşünürken elindeki tenis toplarını çevirmeye başlıyor.
Farkında olmadan o kadar güzel çeviriyor ki birkaç çocuğun ilgisini çekiyor.
Aslında Karan bu çocukları tanıyor ama hep onları camdan seyretmiş ve isimlerini bile bilmiyor.
Bu tesadüf ettikleri tanışma ona daha önce hiç yaşamadığı anlar yaşatıyor, hiç hissetmediği duyguları hissettiriyor.
Sadece o değil köpeği Fare'de oldukça mutlu oluyor.
Ve eve döndüğünde bu cihazlarla aynı hissi yaşayamıyor.
İlerleyen zamanlarda yeni ve gerçek arkadaşlarıyla bilgisayarı bilgiye erişmek için kullanabileceğini fark ettiren diyaloglar gelişiyor.
Meğer yaptığı o top çevirme oyununun adı Jonglörlük...
Ve bunu geliştirmeye karar veriyor. Çünkü bu bir yetenek ve meslek... Okulu bile var...
Artık bu arkadaş grubu için yeni ve çok keyifli günler başlıyor. Karan ve arkadaşlarının bu farkındalık macerasını ilkokul dönemindeki tüm çocuklarımıza okutmaya başlayabiliriz.
Zeynep Birsin 'in kaleme aldığı ve @sultnyardm tarafından resimlenen kitap, bu cihazların hayatımıza kattıkları kadar götürdüklerini de çocuklara çok güzel bir dille anlatıyor.
Kitap sonunda kitabın hikayesi, Jonglör Vincenta De Lavenere ile ilgili bilgiler ve etkinlik bulunuyor.
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.