Sekiz milyar içinde dört uçamaz, kaçamaz leylek!
Bazen ebeveynlerin bir kelimesi, bir cümlesi çocukların hayatına nasıl etki ediyor anlatmak zor.
Bu etkinin varlığını bile farketmeyiz bazen. O yükle yaşar gideriz.
Okurken en çok dikkatimi çeken hayatın akışını etkileyen sözler oldu.
Gerçekten ağızdan çıkan söz çok önemli...
'Düşkün Leylekler Evi'ni okurken kitaba sıkı sıkı sarılacaksınız.
Hem de kalbinizin taaa derinliklerinden gelen sevmek hissiyatı ile...
Kitapta, bir anda değişen hayatları ve çocukların ebeveyn tavrı ile nasıl yönlendiğini okuyacaksınız.
Fehamet, 4 çocuğu olan bir anne ve evliliği oldukça problemlidir. Hayatı aldığı bir haberle bir anda değişir. Hastalığın verdiği yorgunlukla son zamanlarında kızı Süheyla'ya büyük bir yük bırakır ve kardeşlerini ona emanet eder...
Fehamet, sağ olduğu dönemde oğullarını evde, yamacında tutup; kızlarını çalışmaya sevk etmiştir. Oğulları Fikret ve Kudret haliyle çalışmayı bilmeyen tembel insanlar olarak büyümüş ve onlara zamanla Hümeyra'da eklenmiştir. Ve annenin dediği gibi kardeşler tamamen Süheyla'nın eline bakmaktadır.
Hayatları yoksulluk ve dayanılmaz bir psikoloji ile geçen, yaşları 40-60 aralığındaki kardeşlerin hikâyesini okurken, kaderini kendi elleriyle çizen anne Fehamet'e kızacak; Süheyla için içiniz yanacak ve hayatlarına dahil olan Zişan ile zaman zaman güleceksiniz.
Alıntı
"Sekiz milyar içinde dört uçamaz, kaçamaz leylek! Leyleği kuştan saymazlardı zaten, yazın gelir kışın giderdi ve beklenen kış geliyordu."
Onlara baktığı gibi varlıklarına son verecek adımı atan da Süheyla oldu.
Bu nasıl bir yüktür.
"Ölüyor muyuz?"
"Hayır, yeniden doğuyoruz."
Önce ayak parmaklarından başladı uyuşukluk, sonra yukarıya doğru yürüdü. İnsanın dişleri ölür müydü?
Sessizlik... Sonsuzluk...
"ŞAŞKIN LEYLEKLER, İYİ GÜNLER!"
Boğazda düğüm düğüm olan bu kitap 
Songül Baş 'ın başarılı kaleminden ve Az Kitap aracılığıyla bizlere ulaşıyor.
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.