Genelde mücadele hep kiliseye karşı verilir; buna karşılık kilise öteki tarafı dinin düşmanı ilan eder. ""Tanrı'nın delirttiği" filozof Spinoza aforoz edilmiş; Kierkegaard kitaplarından birinin adını "Hıristiyanlığa Saldırı" koymuş; İsa ve Sokrat toplumun ahlaki düzenini bozdukları gerekçesiyle öldürülmüşlerdir. Aslına bakarsanız, bir dönemin en büyük din figürlerinin bir evvelki dönemde ateistlikle suçlanması son derece ilginçtir.
Günümüzde ise dinsel kurumlara savaş açanların başında Nietzsche gelir, onun Hıristiyanlığa olan suçlamaları''öfkeyi de içinde barındırır. Freud da dini basit bir çocuksu bağımlılık olarak değerlendirir. Teorik içeriği ne olursa olsun, bu fikirler insanın huzuruna ve tatmin olmasına dair samimi bir ilgiyi yansıtır. Her ne kadar bazı filozofların fikirleri dine kökten düşman olarak algılansa da - ki bazıları hakikaten dine tamamen karşıdır-, inanıyorum ki gelecek kuşaklar Freud ve Nietzsche'nin ahlaki sağduyuyu geliştirmeye yönelik çalışmalarından çok yararlanacaklar ve böylece din bu insanlar sayesinde etkisini kuvvetlendirecek.