Gönderi

Günümüz dediği 1950ler
Genelde mücadele hep kiliseye karşı verilir; buna karşılık kilise öteki tarafı dinin düşmanı ilan eder. ""Tanrı'nın delirt­tiği" filozof Spinoza aforoz edilmiş; Kierkegaard kitapların­dan birinin adını "Hıristiyanlığa Saldırı" koymuş; İsa ve Sok­rat toplumun ahlaki düzenini bozdukları gerekçesiyle öldü­rülmüşlerdir. Aslına bakarsanız, bir dönemin en büyük din figürlerinin bir evvelki dönemde ateistlikle suçlanması son derece ilginçtir. Günümüzde ise dinsel kurumlara savaş açanların başında Nietzsche gelir, onun Hıristiyanlığa olan suçlamaları''öfkeyi de içinde barındırır. Freud da dini basit bir çocuksu bağımlı­lık olarak değerlendirir. Teorik içeriği ne olursa olsun, bu fi­kirler insanın huzuruna ve tatmin olmasına dair samimi bir ilgiyi yansıtır. Her ne kadar bazı filozofların fikirleri dine kökten düşman olarak algılansa da - ki bazıları hakikaten di­ne tamamen karşıdır-, inanıyorum ki gelecek kuşaklar Freud ve Nietzsche'nin ahlaki sağduyuyu geliştirmeye yönelik ça­lışmalarından çok yararlanacaklar ve böylece din bu insanlar sayesinde etkisini kuvvetlendirecek.
·
75 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.