1444 yılı kışında Agnes Sorel’i ilk gördüğünde VII. Charles’ın yaşı kırkının üzerindeydi. Yarı yaşında, dikkati çekecek ölçüde güzel Agnes, ona kendisininkinin yakınlarında bir şato ve onunla birlikte Agnes’in de sonraları aynı şekilde anılacağı dame de beaute adını hediye eden ve pek de yakışıklı olmayan kralı derhal büyüleyecekti. Bunca aşırı lükse rağmen Agnes, Fransa tarihine pozitif bir figür olarak geçmeyecekti; çünkü VII. Charles’ı krallığına ilişkin meselelerdeki duygusallıktan arınmış tavırlarını terk etmesi ve Normandiya eyaletinin İngilizlerden geri alınması konularında cesaretlendirmişti. Charles, öyle görünüyor ki askeri faaliyetleri için bir kadın tarafından harekete geçirilmeye gereksinim duyuyordu. On beş yıl önce bu kadın azizelik mertebesine yaraşır Jeanne d’Arc’dı. Şimdi ise sıradan dünyevi bir yaratıktaydı ve Agnes, cinsel ilişkiden kaynaklanan tüm çıkarların semeresini alacak olan ilk kral metresiydi.
Ancak saltanatı kısa sürdü. VII. Charles’la ilk buluşmasından altı yıl sonra hastalandı ve birkaç gün içinde öldü. Ardında, annelikle ilişkilendirilen kutsal meme idealinden, cinsel hazzı ifade eden erotize edilmiş memeye geçişe işaret eden çok ünlü iki portredeki, tek memeli güzelliğinin mirasını bırakarak. Sanat ve edebiyatta, meme gittikçe bebeğe ya da kiliseye ait olmaktan uzaklaşacak ve dünyevi iktidarın erkeklerine daha çok ait olacaktı ve erkekler memeye sadece arzunun uyarıcı nesneleri olarak bakacaklardı.