-Ne ben Sokrat'ım, ne de sen Platon. Ne ben mağdur ne de sen mağrur. Sevimli bir akşam içmişiz, yeşiliz hepsi bu!
-Hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan, sonradan. İçimde patlayan pişmanlığın sözleri hep sonradan.
-Rarara rarara rararaRaara-ra-ra.
-Yeşillerin diyarında kuşların kulaklarına çalınıyor sesimiz. Sonra bir ıslık tutturuyoruz çeşit çeşit. Onları taklit ediyoruz. Onlar da bizi.
-İşte şimdi kalktı kelimelerin engeli!
-Tatlı minik bir kuş, nasıl da çırpıyor kanatlarını. Bir dalıp bir yükseliyor nazlı nazlı. Oynaşıyor, oynaşmak istiyor.
-Kanatlarım seninkiler gibi değil güzel kuşum. Senin peşinden ne yazık ki uçamıyorum. Ama gülebilirim sana. Neşene neşe katabilirim. Sana dokunmadan seni okşayıp öpebilirim.