Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

510 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
O kesinlikle cehennemden gelmiş bir hayalperest.
"Fedai, bir an bile tereddüt etmeden kendini başkomutanın uğruna feda etmeye adamış bir İsmaili mensubudur. Görevi sırasında ölürse şehit olur. Görevini tamamlayıp hayatta kalırsa da Dai mertebesine hatta bazen daha üst mertebelere yükselir." Tanımıyla inandırılan, kendini peygamber ilan eden Hasan Sabbah'a taparcasına sadık olan, seçilmiş bir grup intihar suikastçisine dönüştürülen gençlerin hikayesi. Tabi ki başrolde de Hasan Sabbah var. Hasan Sabbah ve Alamut hikayesi tarihte belki de ilk dini adanmışlıkla ortaya çıkan terörizmin ta kendisidir. Kitabın tarihle olan bağlantısına bakacak olursak yazarın da belirttiği üzere çoğu kurgudan oluşan tarihi bir romandır. Akademik bir kaynak niteliğinde kullanamayacağınızı bilerek başlamanız önemli bir detay bence. Gelelim Bartol'un bu kitabı yazış hikayesine. Slovenya'lı bir yazar olan Bartol kendi tarihleri dışında bir eser yazarak dönemindeki camiasını oldukça şaşırtmıştır. Bartol, İran'ın kuzeydoğusunda geçen, Şii Müslümanlarla Selçuklu Türkleri arasındaki mücadeleye dayanan bir hikayeyi ele almıştır bu romanında. Bu hikayeye ise 'Marco Polo'nun Seyahatleri' adlı kitapta 'Dağların Yaşlı Şeyhi' adlı bölümünü okumasıyla merak salmıştır. 10 yıl boyunca bu konu üzerine araştırmalar yapan Bartol sonunda tarihi çokça kurguyla harmanlayarak en tanınmış ve en çok okunan eserini ortaya koymuştur. Kitabın konusu başta da belirttiğim üzere Hasan Sabbah'ın dine adanmışlığı politik emellerine alet etmeyi amaçlamasıyla başladığı çılgın ve bir o kadar zekice planlar bütünüdür. Bu planlarına Kartal Yuvası anlamına da gelen Alamut Kalesi'ni ele geçirerek başlayan ve bu kalenin arka taraflarında kalan bir bahçede sahte bir cennet yaparak bu cennete sahte huriler yaratmak amacıyla yıllarca köle pazarlarından güzel kızları satın alıp eğiten bir adamdan bahsediyoruz. Kendini Peygamber ilan edip cennetin anahtarını elinde bulundurduğunu iddia eden bu adam, genç savaşçılarını emirlerine uydukları takdirde bu cennete gidebileceklerine inandırır. İşte gözlerini bu sahte cennette açan fedailerin hayatı hiç umulmadık şekilde değişir ve tarihin akışını da değiştirirler. Kitap bu konu üzerinden Hasan Sabbah'ın, fedailerin ve özellikle en etkin karakterlerden biri olan fedai İbni Tahir'in, sahte cennetin sahte hurileri olan Meryem ve Halime'nin bakış açısından bize bir hikaye anlatmaktadır. Bu karakterlerin psikolojik tahlilleri ve bilinçaltları o kadar doğru ve gerçekçi yansıtılmıştır ki bu sayede kitabın sürükleyiciliği de inandırıcılığı da kusursuza yakındır. Ancak İbni Tahir ve Hasan Sabbah'ın hikayelerinin bitiriliş noktaları pek benlik değildi sanki, daha iyi bir kurgu ve daha iyi bir son beklerdim o noktada. Kitabın dilini de bir tebrik etmeden bitirmeyelim bence incelememizi. Çevirmen Ender Nail bence kusursuz bir çeviri ve anlatım ortaya koymuş. Okuduğum en iyi çeviri kitaplar listesi yapsam kesinlikle ilk beşe girer. İncelememi de Bartol'un kitaba dair verdiği bir röportajında kullandığı şu cümleler ile noktalamak istiyorum: "Dostum! Kardeşim! İnsanı dostluğun gücü kadar kahramanlaştıran başka bir şey var mıdır? Yüreğimize aşktan, sevgiden daha fazla işleyen bir şey bulabilir misin? Ve 'hakikat' kadar övgüye layık bir kavram var mıdır?" Kesinlikle öneririm. Keyifli okumalar.
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,5bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
1.368 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.