Platon’dan beri sürekli evrim geçiren geleneklerine olan gösterişsiz inançları, geç antikçağ uygarlığının belki de en iç rahatlatıcı yanıydı. Birçok klasik ve aydınlanmış toplum, bir sonraki kuşağa sadece kâbuslarının ve endişelerinin hatırasını bırakarak kendi gelenekçiliğinin ağırlığı altında çökmüştü.