Yüksel güneş, sen de çağır şarkılarını.
Bir ışık gelir de ikimizi yüreğinden aydınlatır.
Bakarsın aşk bir kez daha huzur bulur.
Seninle düşlerdeki sevinci ıslatmadık mı?
Kirpiklerimizden dökülen bulutlar senindi.
Hani eskimeyen, hani duygularına tercüman olan.
Bir aralık dünyanın içinde sancı tutan.
Nasıl yaşanıyorsa öyle devam eden bir aşk.
İnsanı en çok ne yorar?
Anlattıkları mı, yoksa anlatamadıkları mı?
Belki de hepimizi sevince boğan bir haber gelmedi.
Umudun son kelimesi hiç söylenmedi.
Seni ve beni yazanlar nasıl da ağlıyor.
Yudum yudum gözlerinde bir derya bu anlar.
Seninle ölesiye bakışmak ne hoş.
Ne kadar hoş sessizliğin de ötesine geçmek.
Hiçbir zaman pes etmeyen zincirim belki.
Belki de bilmeden kendimi arıyorum.
Belki de anlamadan seni dinliyorum.
Ruhum nerede, hangi yazıtın içinde saklı.
İmkânsız bir aşk, herkesten sancılı.
Seninle olan sitemlerim senden alacaklı.
Yankılardan seken duvarlar kafamın içinde.
Savrulan yollar, devam eden bir karantina.
Seni hangi ıslığın edebiyatı içinde tutuyorum.
Nasıl yazdımsa senin için nöbetleri kollayan.
Yüreğimin orucunda din ve iman eden.
Bir yerde şarabı sonuna kadar içen.
Aşkı aşka bağışladığı için ölen.