Hakan Günday okumak, kendisini keşfettiğim günden beri beni bir evrene çekiyor. Kitaplarının bir okuma hızı varmış gibi, belli bir ses tonuyla okunuyor gibi ve altta hafif bir müzik varmış ama sessizliği bozmak yerine arttırıyormuş gibi... Karakterleri tanımadan, dillerini algılarını benimsemeden anlayamazmışım hissi vermesi fakat ilk karşılaşmadan itibaren "bunu biliyorum, ben de böyle hissediyorum ama bu kadar özenle düşünceye ve dile çeviremiyorum" çelişkilerleriyle okumuştum. Bir okuma deneyiminden beklediğim de bu ambivalans haliydi. Kitabın sayfalarından "içime doğru" bir yolculuk gibi.