Gönderi

160 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 7 days
Absürdizm ve İntihar Üzerine Bir Camus Söyleşisi
Hayat anlamsızdır, Dünya boştur. Olaylar ve olgular arasında nesnel bir neden-sonuç ilişkisi yoktur, o hâlde insan neden yaşamalıdır? Türünün en önemli eserlerinden biri olan bu kitapta
Albert Camus
Albert Camus
harika bir denemeyle insanın hayatın anlamsızlığına karşı direnişini ve bu direnişin mânâsız olmasına rağmen sürmesindeki absürdlüğü bize anlatıyor. Absürdizm, hayatın anlamının belli bir nesnel gerçeklik veya tanrısal bir düzenle belirlenemediğini savunan bir felsefi akımdır. Temelde absürdizme göre, insanlar yaşamlarına anlam katmaya çalışsalar da evrenin anlam taşımadığı, mantık ve neden-sonuç ilişkilerinin belirsiz olduğu bir dünyada varoluşlarını sürdürürler. Bu durum, çoğu zaman bireyde bir çıkmaz, anlamsızlık duygusu ve çaresizlik hissi yaratır. Camus bu absürt duruma rağmen insanın kendi amaçlarını yaratabileceği, yargılardan ve yergilerden kurtulmuş;
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
'nin tâbiriyle belki de, bir üst-insan yaratılmasının mümkün oluşunu anlatmıştır bize. Kitabın sonunda, aslında en önemli bağlamlardan biri olan Sisifos'tan bahsetmektedir. Sisifos ölümü iki defa aldatmış ve hak ettiğinden daha uzun bir yaşam sürmüştür. Bu durumdan rahatsız olan Tanrılar, Hermes'i göndermiş ve Sisifos'un Tartarus'un derinliklerinde ebedi bir cezaya çarptırmıştır. Bu cezada Sisifos, büyükçe bir kayayı bir dağın tepesine çıkarmakta, lakin kaya her seferinde başlangıç noktasına dönmektedir; bu sonsuz döngüde Sisifos durmaksızın kayayı yukarı çıkarmaktadır. Camus, insanın hayatını ve anlam arayışını tam olarak Sisifos'a benzetir. Hayat dediğimiz, bir kayayı durmaksızın tepeye çıkarmak ve yuvarlanmasını izleyip elleri tekrar sıvadığımız anlamsız bir yolculuktur. Lakin Camus, Sisifos'u mutlu olarak hayal etmemizi ister, Sisifos her ne kadar anlamsız bir çaba içinde olsa da yine de bir insandır ve kendi amaçlarını kuruyordur. Bu insan için de böyledir biraz. Bazen toplumsal değerler, dini değerler ve hatta ailevi değerlerimiz bile bizim için soyutlayıcı ve yalnızlaştırıcı olabilmektedir; Camus bu değerlerin ışığında öğretileni değil, öğrenileni elde etmemiz ve kendi amaçlarımızı yaratmamız gerektiğini vurgular. Camus, Sisifos'un tekrarlayan eylemiyle anlamsız bir çaba içinde olmasına rağmen, bu çabaya anlam katma ve isyan etme yeteneğini öne çıkarır. Bu bağlamda, insanın özgürlüğü ve başkaldırısı, anlamsızlığa karşı bir tür direniş olarak kabul edilir. Kitabın ilerleyen bölümlerinde
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
'nin önemli eserlerinden biri olan
Ecinniler
Ecinniler
kitabındaki Kirilov karakterine değinir. Rus dünyasından bir Kirilov geçmiştir. Tanrının yaşamak için gerekli olduğuna inanan, lakin tanrının olmadığını bilen bir absürt örneğidir. "Bunun kendimizi öldürmemiz için yeterli bir neden olduğunu nasıl anlamıyorsun?" diye haykırır Kirilov. "Tanrı yoksa ben tanrıyım." der Kirilov, "Tanrı yoksa da ölmek gerekir." der. O zaman "Tanrı olmak için kendimi öldürmeliyim." der. Uzamsal özgürlüğün tanrısı vardır Kirilov'da. Her şeye hükmeder çünkü kendine hükmeder. Basit bir dava uğruna kendini öldürmekten geri durmaz çünkü insan absürtüdür o. Kendini mantıksal olarak öldürmüştür oysa. Şatov'un sevgisine kavuştuğunu duyunca sevinecek kadar insan, yaşamayacak kadar tanrıdır da. "Boyun eğmezliğimi, yeni ve korkunç özgürlüğümü kesinlemek için öldüreceğim kendimi." der Kirilov; ahlâksal açıdan Nietzsche'nin üst insanı olmuştur kendileri... Roman dünyasının en absürt karakterlerindendir. Bununla da bitmez ve
Franz Kafka
Franz Kafka
'nın eserlerindeki ve dolayısıyla kendi kişiliğine değinir Camus; neden-sonuç ilişkilerinin zayıf olduğu, tâbiri caizse hastalıklı karakterleri vardır Kafka'nın.
Dönüşüm
Dönüşüm
kitabında Gregor Samsa bir böceğe dönüşür lakin bir böceğe dönüşmesi ve yaşadığı fiziksel değişiklikler onu pek ilgilendirmez; işe gidemediğine yakınır.
Dava
Dava
kitabında Josef K. bir suçtan yargılanır, suçu nedir bilmez; neden suçlu bulunduğunu bilmez ve cezasını dahi idrak edemez.
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya Mektuplar
'da Kafka'nın nasıl da hastalıklı ve kompleks bir zihin yapısına sahip olduğunu tekrar görebilirsiniz. Eğer Kafka'nın arkadaşı sözünü tutsaydı şu an Kafka eserleri bile okuyamazdık keza eserlerini hiçbir zaman yayınlamaya değer görmemişti Kafka. Toplumdan soyut, uyumsuz ve silik bir kişilikti aslında. Yine de tüm bunlara rağmen Camus, Kafka'nın absürt olamayacağını keza içinde hâlâ anlama karşı bir umut beslediğini de savunmaktadır. Tüm bunları bir araya topladığımızda bu eserin içinde barındırdığı anlam, anlamsızlığa bir başkaldırıdır. Mutlak mahiyette bir anlam yoktur, insanın kendi anlam arayışı bir anlam yaratmaktadır.
Sisifos Söyleni
Sisifos SöyleniAlbert Camus · Can Yayınları · 20238.4k okunma
··
4 plus 1
·
691 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.