Kitap eski dilimizi , kültürümüzü, yaşayış ve düşünce biçimimizi anlatma ve hissettirme bakımından harikaydı. Didaktik bir üslup olmadığı için sıkmadan okuyor aynı zamanda da öğreniyorsunuz. Yazarın yazı üslubu destan anlatırmış gibi olduğu için - yani sıradan bir roman veya tarih kitabından farklı destansı bir şekil- kullandığı için okurken ayrı bir havalara giriyorsunuz lşjdlkasjdlk. Şahsen ben ağıt kısmında ve son savaş kısmında arkadan bir mistik bir fon müziği açmıştım tadı cidden farklı oluyor. Kafanızda kurduğunuz hayal ve müzik yazarın detansı üslubuyla da birleşince harrikka oluyor. Bunun yanında tek bir bakış açısından değil de ayı ayrı karakterleri hakim bakış açısıyla okumak da güzeldi gerçekten. Fakat destansı bir dille yazıldığı için mi bilmiyorum bizimkileri övüp düşmanı gömme gibi bir durum olmuş. Elbette ki bu bir akademik ve bilgi verme amaçlı tarih kitabı değil ve destan anlatılarında böyle bir hava elbette olur. Ama okurken açıkçası çocuk yerine konmuş hissettirdi. İnsanları tamamen siyah beyaz diye ayıramayacığımızı herkesin eşit psikolojide olduğunu bilerek okumak vs. Gereksiz duyar kasmış da olabilirim bilemedim öfjsdf. Kültürümüzü çok severim fakat oldum olası aşırı milliyetçiliğe ısınamadım veya fethedilen topraklarla övünmeye sonra saldırıya uğrayınca saldıran tarafı en kötü düşman bellelmeye. Her neyse bunlar çağın gerektirdikleriydi oldu ve bitti. Çok güzel ve dilin çok güzel kullanıldığı bir kitaptı iki günde bitirdim.Bu kadar sürükleyici olmasını beklemiyordum açıkçası. Sanırım bunda tek bir olay örgüsü üzerinden gidilmesi etkili oldu. Ayrıca Alp Han ve Tomris'in birbirlerine sevgisi de gözlerimden kalpler fışkırttı. Tanışmaları vs efsaneydi slkgdjşlgkja.

Tomris HanAhmet Haldun Terzioğlu · Kripto Yayınları · 2012866 okunma

·

25 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

rumeysa öztürk