Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Doğu Türkistan'ın Osmanlı Devleti'ne Beyatı
Yakup Han'ın yazmış olduğu Ekim 1872 tarihli mektup, İstanbul'da Sultan Abdulaziz Han'a sunulmuştu. Yakup Han, bu mektubunda özetle şöyle diyordu: "Duyduğumuza göre bütün Müslümanların halifesi olarak zat-ı şahaneniz, himmetinizi İslam'ın hayrına sarf etmektesiniz. Bu arada biz de sizlere niyazda bulunmayı ganimet bilerek yüce katınızda kulluğumuzun kabulü ümidiyle bu mektubu göndermeye cüret ettik. Biz acizlerini de himaye ettiğiniz kullarınız arasına dahil ile kapınızda hizmet edenlere ilave buyurunuz ki bu vesileyle bizim de başımız dik olsun. Diğer hususlar elçimiz Esseyid Yakup Efendi'nin şifahi takririne havale olunmuştur." Sultan Abdulaziz Han'ın emriyle Kaşgar Emîri Yakup Han'ın biatı ve yardım istekleri kabul edildi. Bunun için Sadaret'in bizzat direktifiyle istekler, Tophane Müşiri Ali Said Paşa ve Umum Fabrikalar Nazırı Seyyid Paşa tarafından yerine getirildi. Kaşgar hükümdarına bütün aletleriyle beraber 6 adet Krupp topu, 1.000 adet eski ve 200 adet de yeni yapı tüfek ile kapsül ve barut imal vasıtaları ve ustaları gönderildi. Ayrıca, Kaşgar ordusunu eğitmek için; istihkam subayı Ali Kazım Bey, piyade subayı Mehmet Yusuf Bey, süvari zabiti Çerkes Yusuf Bey ve topçu zabiti İsmail Hakkı Bey ile dört emekli subayın, Enderun'dan Murad Efendi'nin başkanlığında Kaşgar'a gönderilmesine karar verildi. Yakup Han'a ise bazı hediyeler ile birlikte "Birinci rütbeden murassa nişan-ı Osmanî" ile "Seyf ve alem" de gönderilmiştir. Bu hediyeleri ve yardımları ihtiva eden bir "Name-i Hümayun" da Yakup Han'a yazıldı. Kaşgar'a ulaşan Osmanlı elçilik heyeti, Yakup Han tarafından 100 pare top atışıyla selamlandı. Bu tören sonrası artık Doğu Türkistan'da hutbeler Osmanlı Halifesi Sultan Abdulaziz Han adına okutulmaya ve paralar da onun adına bastırılmaya başlandı. Yakup Han'a daha önceleri verilen "Atalık-Gazi" ile "Be-Devlet" ünvanlarının yanı sıra "Emir"lik ünvanı da verilmiş oldu. Kaşgar Emiri Yakup Han, Osmanlı Devleti'nin kendisine yaptığı yardıma ve iltifata teşekkür için 7 Nisan 1875 tarihinde İstanbul'a gönderdiği mektubunda şöyle diyordu: "Lütfedip Halifemizin göndermiş bulunduğu "Name-i Hümayun", 4 zabit, 1 murassa kılıç, birinci rütbede murassa bir Nişan-ı Osmani, bütün edevatıyla beraber 6 top, 1000 adet eski ve 200 adet yeni yapı tüfek buraya ulaştı. Bunların gelmiş olması halkta büyük sevinç meydana getirmiştir. Hatta bunların gelişi halka 100 pare top atılarak müjdelendi. Ben de ömrüm oldukça hilafet-penahilerine duacıyım. Vereceğiniz her türlü emri yerine getirmek için hazırım. Büyük ihsanlarınız bütün Türkistan İslâm âlemine yeni bir hayat vermiştir. Şimdi bütün Müslümanlar yüzlerini sizlere çevirmiş bulunmaktadır. Herkes zat-ı âlilerine tebaiyet arzusu ile doludur. Ümid ederim ki kısa zamanda bütün orta Asya Darülhilafe ile bağlantı kurarlar ve bu suretle dünya ve din işlerinin en yüksek ve en temiz vazifesi olan İslâm birliği ortaya çıkmış olur. Şu anda aciz bendeleri "Devlet-i Aliyye'nin sancağını açmış, hutbeyi ve sikkeyi namınıza ortaya koymuş vaziyette size karşı vacip olan borcumu yerine getirmeye çalışıyorum. Askerin eğitilmesi ve yetiştirilmesi hususunda bütün gayreti sarf etmekteyim. İnşaallah yakında büyük bir terakki görülecektir...
Sayfa 112 - Kaşgar YayıneviKitabı okudu
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.