Ayfer Tunç dan güzel bir eser daha, Mürşit ve Madenci birbirlerini acılarından tanıyan iki ruh ,öyle acı çekiyorlarki biri kendini madene gömüyor çalışırken hergün unutmak isterken.Mürşit de bu kenttin donukluğundan solduğundan gün geçtikçe bağnazlığından ,bıkmış kendinden zaten çok önceleri vazgeçmiş,babadan kalan otel için parmağını kımıldatmıyor otel artık dökülüyor,böyle davrandıkça da aile içinde de kimse saymıyor özellikle oğlu Özgür le hiç anlaşamıyor.Bu boş vermişlik,hüzün iç çekişler geceleri görülen kabuslar hergün ama her daim bir acı,bir ağrının yorgunluğu iyice çöker Mürşit in içine.Madenci nin içinin zehrini akıttığı zaman kendinin de dilinin ucuna gelip vazgeçmişti ta ki Madenci nin eşiyle ilgili durumu öğrenip İstanbul a gidince yaptığı şey anlaşılınca da Mürşit in içinde Pandora'nın kutusu açılır arabada ikisi laflarken içini adeta akıtır.Dünya ağrısı çok başarılı bir şehir hikayesi hem şehri tanıtıyor eski sokakların öyküsü hem de insanların at gözlüklü bakış açılarıyla toplumsal infial yaratmaları,bu arada çereli pilav nerede yapılıyormuş diye baktığımda kitabın geçtiği şehrin Sivas olduğunu anladım.Çocukken bir babanın biri kızına yaptığı diğer babanında oğluna yaptıkları biri fiziki diğeri soyut ama acının ağırlığı aynı biri eşinden kalkıp gidemiyor diğeri eşini çocuklarını bırakamıyor.Bana göre Madenci ve mürşit değil Mürşit ve Arzu dünyanın ağrısını çeken.Kışın günlerce karın bitmek tükenmez esareti,dondurucu soğukları yazın bayıltıcı sıcaklardan bahsedilmesi mevsimlerin insanların yaşadığı olaylarla dailintilemiş,yazar yine güzel bir iş çıkarmış iyi de yapmış.Kesinlikle tavsiye ederim.

Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20214,021 okunma

·

36 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Arzu Kapoglu