"Osmanlı, yolunu Tanzimat'la birlikte kaybetti. Dünyada eşi ve benzeri bulunmayan hukuk ve ahlâkla süslenmiş güzeller güzeli bir elbiseniz vardı. Tanzimat'la birlikte bu elbise atıldı da yerine başkalarının sırtından çalınma
iğreti bir elbise giydirildi. Şimdi bütün dünya bu iğreti giysiyle dalga geçiyor. Çöküp giden Osmanlı'yı, sahnede
palyaço izler gibi kahkaha atarak seyrediyor; parçalanan elbiselerden, gelecek kuşaklarına birer hatıra bırakmak
için payır puyur koparıp alıyor. Neymiş efendim, azınlıklara daha çok hakmış! Benim bildiğim, Osmanlı'da azınlıkların konuşma özgürlüğünden ticarete, inançtan eğitime kadar her türlü hakları vardı. Ellerinde bulunmayan bir tek
devlet kurma hakkını da Tanzimat'la birlikte aldılar. Oysa Osmanlı'ya azınlık haklarıyla baskı yapmaya kalkan Batılilar, aynı yıllarda Afrika'nın savunmasız insanlarını köle olarak Amerika'ya taşıdığı yetmemiş gibi, Amerika'nın
yerli halklarını ortadan kaldırmak amacıyla soykirim yapıyordu. Yok ettiği, köle yaptığı insanları dünyaya yamyam
olarak ilan ederken, kendi zulmünü alkışlıyordu. Sizi Tanzimat'a zorlayan İngilizler, aynı yıllarda Afrika'nın zenci
halklarını insan bile kabul etmiyordu."