“İz sürmezseniz, iz bırakamazsınız.” Şu garip dünyaya geldik, gidiyoruz. Doğduğumuz günden uzaklaşıyor, ölüme daha da yaklaşıyoruz. Ölüm hakikatini insan düşündükçe bir şeyler yapması gerektiğinin de farkına varıyor. Bu uyanış ile şu iki hakikat bize gülümsüyor. 1. Ahiretine yatırım yap! “Ey iman edenler! Allah'a itaatsizlikten sakının. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın!” (Haşr Suresi, 18) 2. Dünyayı imar et! “O sizi yerden var etti ve size orayı mâmur hale getirme görevi verdi.” (Hud, 61) Tabii yeryüzünü imar edebilmek için önce kalpleri imar etmek gerekir. Ardımızda hoş bir ses ve bir eser bırakabilmek için kalbimize sahip çıkmak ve onun Hakk için atmasına yönelik çalışmak gayelerin en güzeli olsa gerek. İnsanlık tarihinde peygamberler, evliyalar ve salih kimseler hep bunun için çalışmışlar. Abdülkadir Geylani de onlardan biri ve hatta evliyaların içinde tesiri fazla olan bir zat. Öyle ki, terk-i dünya ettiğinden beri nice kalplerin ihyasına vesile oluyor ardından bıraktığı eserleriyle. Büyük bir alim ondan şöyle bahseder: “Şüphesiz o, evliyanın sultanı idi.” Bize düşen de bu değerlerimizin izini sürerek, ardımızda izler bırakabilmek. ** Tabii, böyle kıymetli bir Allah dostu için inceleme yazmak haddimize değil. Her cümlesinde ayrı bir tesir, ayrı bir şifa olan bu değerli büyüğümüzün öğütlerini aktarabilmek ve rehberliğine vasıl olabilmek niyetiyle bu kıymetli eseri anlatmak isterim. Öncelikle onu tanıyalım bir kaç cümle ile: “Abudülkadir Geylani hazretleri fıkıh ve hadis ilimlerinde müctehid idi. Çeşitli ilimde ders verirdi. Onun tasavvuftaki yoluna Kadiriyye tarikatı denir. Tarikatın hususiyeti, dinin emir ve yasaklarına uymak, devamlı zikir, Allah Teala’yı anmak, gönlü Allah Teala’dan başkasından kurtarmaktır.” *** İnsan, ancak tanırsa sever. Sevdikçe daha çok tanımak ister. “Hakk’ı Tanımak” yani Allah bilgisine (marifetullah) ulaşma gayesi işte bu yüzden çok önemlidir. Çünkü ilk adımıdır, o uzun yolculuğun. Abdülkadir Geylani hazretleri tasavvuf bilgilerini herkesin anlayabileceği şekilde ortaya koymuş ve bu yolculukta insanlığa nice öğütle bırakmış, iyiye yol göstermiş ve kalplere şifa vesilesi olmuştur. “Ey evladım!” ile başlayan o tatlı öğütlerden bir kaçı: —Allah Teala’ya verdiğin sözü unutma! —Nefsine, hevana, şeytanına, tabiatına ve dünyana karşı cihat et! —Batınında Hakk ile, zahirinde halk ile ol! —Uyanışınızı öldükten sonraya bırakmayın! —Kendi nefsine asi ol, Allah’a itaat et! —Sen kör olduğun halde bir başkasına nasıl rehberlik edeceksin! —Beni kendine ayna yap! Beni kalbin ve sırrın aynası yap! —Dünyanı evinde bırak da bana yaklaş. —Gönlünü dünya dertlerinden boşalt! —Tefekkür sayesinde eşsiz sanatkara ulaşabilirsin! —Kulluk yalnız imtihan anında ortaya çıkar. —Tek kalple, hem dünyayı hem de ahireti nasıl sevebilirsin? Ve daha nice altın öğütlerle kalplerin şifasının anahtarlarını sunmuştur. *** Önce enfüste (iç alem) yolculuk… Sonra ise afakta (dış alem) yolculuk… Abdülkadir Geylani de bir insanın kalp gözünün açılabilmesi için kendi mağarasına çekilmesi gerektiği nasihat etmiş. Böylece iç dünyasını imar ederek dış dünyanın imarı için adım atabileceğini ifade etmiş hazret. 1- Mağarana GİT! 2-Mağaradan ÇIK! Her daim bu iki hal üzerine olmak modern zamanda belki de ihtiyacımız olan tek şey. Kendiyle yalnız kalabilen Allah’a yönelebilir. Yalnızlık, günümüzde kaçınılan, şikayet edilen bir durum haline dönüştü. Halbuki nice büyük şahsiyetler yalnızlık ile demlenmiş, büyük eserler ortaya koymuşlardır. Yine Geylani’den bir nasihat: “Kadir kıymet biliniz. Kendinizi Allah Teala’nın indirmediği bir seviyeye düşürmeyiniz.” Allah’ı tanımak, safa bulmak ve mümin olmak için bu tasavvuf büyüklerimizi daha çok okumalı, hayatımıza aktarmalıyız. Kitapla ve muhabbetle kalın… Vesselam.

Hakk'ı TanımakAbdülkadir Geylani · Medine Yayınları · 201224 okunma

·

1 artı 1'leme

·

300 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.