Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

224 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
7/10
Ne sondu ama öyle. Yüreğime oturan bir taş parçasıyla kaldım sanki. – Sadece bir dakika çünkü ben mutsuz son aşığı bir insanım, bir dakika sonrasında kendimi halay çekerken buldum- kitap 220 sayfadan oluşuyor, dili akıcı, betimlemeleri herkesin içinin sineceği düzeyde sakin. Yüzünüz de ara ara gülümseme meydana getiriyor fakat hikayenin odak noktasından kopamıyorsunuz; kimler ölecek? Kitabın konusundan bahsedecek olursam bir gün Beste Dershaneye gitmek için metroya biner fakat son durakta İstanbul Depremine yakalanırlar ve on dört lise öğrencisi rehin kalır. İçlerinden biri yıllardır platonik takıldığı Oğuz, biri eski sevgilisi, ve tanımadığı on iki kişi. Hayatta kalmayı başarabilecekler miydi? En başta dediğim gibi kitabın sonu muazzamdı. Son ana kadar her karaktere yazılan son ince düşünülmüş, yürek parçalayıcı bir şekilde idi. Kendimi onların yerine koymaya kalktığım da o gördüklerimden sonra bir daha toparlanamayacağımdan emindim. Eğer takıldığım noktalar olmasaydı kitaba dokuz verebilirdim. Peki nelere takıldım gelin bakalım; birincisi Beste aşırı bencil bir karakter. Kendisi yaşamak istiyor ve bu yüzden suyunu yemeğini kimseyle paylaşmamayı seçiyor ( ben yapamazdım kurtarma şansım varken sırf kendi canımı seçtim diye birinin ölümüne izin veremezdim) eğer bunu yaparken pişmanlık duysa gene anlardım. Ama sürekli ‘ ben yaşamalıyım, paylaşırsam ölürüm’ şeklinde geri kalan herkesin ölümünü basitleştirmesi bana aşırı bencilce geldi. Nerede merhamet? Nerede vicdan? İkincisi Beste’nin ‘iyilik Tanrıçası’ modelinde davranması. On iki kişinin yaptıklarını savunmuyorum fakat sanki kendisi mükemmelmiş gibi ( sırf o zamana kadar kötülük yapmadı diye mükemmel olamazsın) kendini onlardan daha üstün görmesi? Pardon abla ama ölen arkadaşlarının acısını bir gün çekip iki gün sonra ‘ ölümlere alıştım artık acı çekmiyorum’ diyen de sendin. Çok iyisin vallah! Üçüncüsü; Oğuz aşkı. Ya günlerdir tünelin dibinde kalmışsınız, yemeğiniz suyunuz yok, arkadaşlarınız ölüyor ve sen hala Oğuz derdindesin. Tamam güçlü olmak isteyebilirsin buna sözüm yok ama hangimiz o şartlar altında bu kadar dimdik durabilirdik? Arkadaşı ona görme sorunundan bahsediyor o hala ‘ Oğuz nerede’ diye soruyor. Metrelerce yerin altında aç susuz kalıp ölüme doğru yürüyor olsanız da ergenlik hormonlarınıza yeniliyorsunuz galiba. Sonuç olarak karakterlerle bağ kuramadım. Asla gerçekçi gelmedi tepkileri. Bencillikleri, birbirlerini her şeyin önüne koymaları, beni rahatsız etti. Diyorum ya böyle korkunç bir şeye adam gibi tepki verselerdi tadından yenmezdi.
Yere Yakın Yıldızlara Uzak
Yere Yakın Yıldızlara UzakEmine Tavuz · Epsilon Yayınevi · 201911bin okunma
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.