Gönderi

En sevdiğim alıntılardan, üşenmeyin lütfen okuyun :)
"Sevgili Dost, Sınır, önümüze bir bahçe duvarı olarak çıkabileceği gibi, dikenli tel, çit, çizgi ve taş olarak da çıkabilir. Sınırı geçme hakkı, sınırı çizenindir ve o dilediği müstesna, bahçesine kimseyi yaklaştırmama hakkını elinde tutar. Sınırın geçilmemesi için dikenli teller yetmeyebilir, adım atar atmaz bir bacağınızı almaya hazır bir mayın, toprağın altında sizi bekler. Sevgili Dost, İnsan yoktu ve sınır yoktu. İnsan geldi ve elindeki tebeşirlerle sınırlar çizmeye başladı. Daireler, dikdörtgenler, üçgenler çizdi. Etrafını çizdiği alanların kenarına, 'benim' tabelasını iliştirmeyi de ihmal etmedi. Bir yere ilk gelmek, oraya sahip olmaya yetmiyordu. Bu yüzden ne tebeşiri elinden düşürdü ne de çizilen daireler birbiriyle kesişmediği sürece geometrinin mutluluğuna bir gölge düştü. Ama ne zaman iki çember birbiri içine geçti ve iki 'benim' çakıştı o zaman sınır taşları yerinden oynadı ve sökülerek mancınıklara dolduruldu." (Filistin ve İsrail yani iki benim kavramı çakıştı ve olanları görüyoruz) "Sevgili Dost, İnsan yoktu ve sınır yoktu. İnsan geldi ve elindeki tebeşirle sınırlar çizmeye başladı. Sevgili Dost, Allah'ın da sınırları var."
Sayfa 79
·
19 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.