Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hastalıkların hepsinin temelinde büyük başlık olarak değersizlik duygusu yatar ve bu hayatta o kadar çok yerde değersiz hissettiriliriz ki bazen farkına bile varmayız. Toplum içinde bir toplantıya katıldığınızda öndeki protokol bile aslında size hakarettir. İçeriye girdiğinizde salonun en başında protokol için hazırlanmış özel koltuklar ve koltukların önünde sehpalar ve ikramlıklar görürsünüz. Protokole dahil olmayanlar bir yığın gibi arka sıralara yerleştirilmişlerdir. Başka bir örnek daha verecek olursak mesela bir hastaneye gidersiniz ve kan verirsiniz, o sırada görev görevli size, uzat kolunu avucunu açıp sık diyerek senli benli konuşur. İşiniz görülsün diye bir şey demeden söylenenleri yaparsınız. Halbuki orada, bana sen diyebilme yetkisini nereden aldın, ne zaman senli benli olduk diye de sorabilirsiniz, kibarca müdahale ettiğiniz her yerde belki toplumun tamamını düzeltmeniz mümkün olmayabilir ama ciddi bir şekilde kendi içinizdeki değersizlik duygusunun birikmesini engellemiş olursunuz hatta boşaltabilirsiniz. Bazen trafikte karşıya geçerken bir sürücü size yol verir ama öyle bir el işareti yapar ki sanki bir hayvan sürüsüne yol verir gibi eliyle geç geç işareti yapar ve siz teşekkür eder geçersiniz. Burada sürücüye dönüp daha güzel bir ifadeyle mümkünse düzgün davranmasını söyleyebilirsiniz veya yoldan geçmeyerek başınızı çevirebilirsiniz. Dediğim gibi toplumu eğitmek belki mümkün olmayabilir fakat mümkün olan bir şey varsa o da şudur: içinizde damla damla biriken değersizlik duygusu buralardan boşalmaya başlar. Devletin otobüsüne bindiğinizde bile şoför sizi değersiz hissettirecek bir tavırla karşılıyorsa sistemik olarak bir değersizleştirme politikası vardır ve siz değerli bir elmas parçası olarak dünyaya geldiğinizi anlayana kadar içinizde değersizlikler birikir. Çok sevdikleriniz bile değersiz hissettirebilir. Bir adamın eşine hanım kalk da bana bir kahve yap demesi de değersizliktir. Verdiğim örnekler size garip gelmiyorsa hastalığa bakmadan önce bence bu değersizlikleri kabullendiğiniz yerlere bakın. Hayatı paylaştığınız kişi sizden rica ile bir şey istemeyi bilmiyorsa ve siz bunu bir görev olarak kabul ediyorsanız, emir cümlelerini kabul ediyorsanız, bence hastalıkla mücadele etmek yerine içinizdeki değersizlik duygusunun sebebini bulmalısınız. Bir bakın bakalım bu nerede kodlandı, acaba size mi yoksa atalarıza mı ait? Bütün bunlar hayatın her alanında vardı ve bunlarla ilgili belki de çatışma çıkarmak istemiyor olabilirdiniz. Kimseye çatışma çıkarın demiyorum fakat bilin ki sizi değersiz kılan her kişi, hastalığınıza bir parça katkı sunmaktadır. Hastalığınızın biriktiği yerler burada başlar ve burası siz kendinize değer değer verene kadar, nefesinize, yaşamınıza değer verene kadar dolmaya devam eder.
·
79 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.