Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Weltschmerz

Weltschmerz
@msll
Üslûb- u Beyan, Ayniyle İnsandır!!! Üç prenses annesi Ben bu dünyadan yalnızca geçiyorum sizin gibi kalıcı değilim… youtu.be/Vk9EWIorA38 youtu.be/_WusDuVFNrI youtu.be/1Fn7czCmVwc
lisans
İstanbul
10 Ekim 1985
1793 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Sabitlenmiş gönderi
Sonunda uçamayacağınız gökler vaad edilmediyse size, boşu boşuna çamurlar içinde debelenmeyin…
Nilgün Bodur
Nilgün Bodur
Reklam
Evlatlarını kaybeden güzel anneler, anne olabilmek için yıllarca sabredenler, anneliğe layık canım kadınlar günümüz kutlu olsun🌸
"İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne" demisti Maksim Gorki: "İste asıl cinayet bu, utanılacak bir cinayet..." İnsanlar gün içinde kabalıkları, kalabalıklarıyla ne kadar da incitiyorlar değil mi ruhumuzu? Kalbimizi nasıl da kırabiliyorlar. Oysa Platon şu nasihatte bulunur: "Nazik olun. Çünkü karşılaştığınız herkes farkında olmadığınız zorluklarla boğuşuyor..." Dikkat ediyor muyuz buna ? Anlamaya çalışıyor muyuz insanları yargılamadan önce ? Unutuyor muyuz yoksa herkesin bir kalbi olduğunu? Pessoa'dan bir alıntı yapayım yeri gelmişken: "Kimseyle alay etme. Kimseyi küçük görme. Kalbinin en ücra kösesinde bile yapma bunu. İnsan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir" Çoğu zaman unutsak da gerçek bu... Ressam Van Gogh geçirdiği bir kriz sonrası kendisine sıktığı bir kurşunla yaralanıp evine geldiğinde şu sözü sayıklayıp hayata veda etmişti: "Hüzün sonsuza dek sürecek..." Sürmesin, sürdürmeyelim.. insanları incitmeyelim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyanın en çaresiz çocuklarına en büyük hayalleri kurduran, umut denilen o doğal felaketten nefret ediyordum…
Reklam
Her şeyden haberi varmış gibi, sadece “Ye” dedi. “Senin ihtiyacın var.” Haklıydı aslında. Hepimiz büyüme çağındadık. Kaç yaşında olursa olsun, herkes. Bütün dünya. Döne döne geçiyorduk büyüme çağından. Başımız döne döne… Bu yüzden yiyorduk ve yemeliydik. Birbirimizi ve her şeyi. İhtiyacımız vardı. Bir an önce büyümek için. Bir an önce büyüyüp de gebermek ve yerimizi başkalarına bırakmak için. Yeni bir çağ başlasın diye.. Mümkünse bu çağa benzemeyen… Çünkü bizden bir bok olmayacağını anlamıştık. O kadar da aptal değildik. O kadar da değil…
Sorun da buydu zaten. Herkese, başka hayatların roman gibi gelmesi… Oysa sadece hayattı hepsi. Anlatılınca roman olmuyordu. Belki en fazla bir otopsi raporu… Konulu… Kütüphaneler onlarla doluydu: Konulu otopsi raporları ile. Ciltli ya da ciltsiz, hepsi de solan ciltlerin hikayesini anlatıyordu. Ne de olsa bir deri bir kemikti insan. Ya sonunda kırışacak ya da yolda kırılacaktı…
İnsan ticaretinin tam olarak ne zaman başladığını bilmek mümkün değil. Ancak böylesi bir ticaretin sadece üç kişiyle bile gerçekleştirilebileceği düşünülürse, dünya nüfus tarihinde hayli gerilere gidilebilir. Yıllar önce okuduğum işe yaramaz bir kitaptaki tek işe yarar cümle şuydu: İnsanın kullandığı ilk alet, başka bir insandır… Dolayısıyla o ilk alete bir bedel biçilip diğerlerini pazarlaması için çok da beklenmiş olabileceğini sanmıyorum. Buna göre, dünya üzerindeki insan ticaretinin başlangıcı şöyle tarihlenebilir: İlk fırsatta! Sonuçta, pezevenkliği de kapsadığı için, dünyanın en eski ikinci mesleğidir.
Birkaç Hollywood filmi izlettirmek yeterli. Cennet olan inançlarını sağlam tutmak için. Ya da geçerliliği tarihi içinde defalarca kanıtlamış klasik yöntemi izleyip, bir kutsal kitap uzatmak. Ama yine tarihin yazdığı gibi, içlerinden sadece birine. Diğerlerine anlatsın diye. Nasıl istiyorsa öyle…
Doğu ile Batı arasındaki fark, Türkiye’dir. Hangisinden hangisini çıkarınca geriye Türkiye kalır bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye’ye kadar, ondan eminim. Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden söz ettiği bir ülkede. Önceleri çözemezdim ne anlama geldiğini. Meğer jeopolitik önem, içi
Reklam
Bir daha dönüp bakmayacağım geçmişe…
İnsan düşmek için yaratıldı, kuşlara da inanma… youtu.be/EqbOMT-xUo0?si=...
Şimdi kendime bir hikaye anlatacağım ve artık sadece buna inanacağım. Çünkü ne zaman dönüp baksam geçmişe, görüyorum ki yine değişmiş. Ya bir coğrafya eksilmiş ya da bir tarih eklenmiş. Hiçbir şey yerinde durmuyor bu hayatta. Hiçbiri memnun değil yerinden. Belki de hiçbir şeyi yeri yok aslında. Onun için sığmıyorlar, bıraktığın çukurlara. Halbuki sırf onlar için, boylarını ölçüp de ona göre kazmışsın. Ama hiçbir halta yaramıyor! Hepsi gözünü kırpmanı bekliyor. Kaçıp gitmek için. Ya da yer değiştirip seni delirtmek için. Özellikle de geçmişin…
Kadere inansaydım, sana inanırdım… youtu.be/epfAZSqCLVU?si=...
Weltschmerz
@msll·Bir kitabı okumaya başladı
Daha
DahaHakan Günday
8.6/10 · 13,7bin okunma
10,4bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.