Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

177 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Sene 1987 o zamanların ünlü gazetelerinden birinde bir haber yayımlanır. Cerrah Paşa Hastanesinde bir bebek doğmuştur ve doğum esnasında annesi ölmüştür. Sakallı, gözleri masmavi, yanakları al al, tombul tombalak bu bebek Dünyaya gelir gelmez konuşmaya başlamış ve  yaklaşan Kurban Bayramı'nın ikinci günü kıyametin kopacağını söylediği yazılmaktadır gazetede. Bir de bu Sakallı Muhteremin resmini basmışlar ki gazeteye görenin gözleri kamaşıyor. Ehh hâl böyle olunca bu haberde kulaktan kulağa gazete de elden ele dolaşır ve tüm ülkenin gündemine oturur. Doğu'dan Batı'ya, Kuzey' den Güney'e herkesin aklında, fikrinde, dilinde bu Sakallı Muhterem Bebeğin sözleri... Gelelim bizim mahalleye ; Neresi mi? Tabi ki Bursa'nın Shqiptar mahallesi, yani Zafer mahallesi. Mahallenin sakinleri Yugoslavya'nın çeşitli yerlerinden gelmiş Arnavutlar ; Üsküplüsü, Kumanovalısı, Hopaylısı, Prizrenlisi, Preşovalısı, Tetovalısı ile Arnavutların olduğu en kalabalık mahalle. Bir de mahallenin berberi var ki kendisine Kukurec Sülo derler, evinin alt katında babadan kalma dükkanda abisi ile çalışır. Eh mahallenin berber dükkani bu  yediden yetmişe herkesin uğrak yeri. Kim kimdir, kimin nesidir. Kimin başına ne gelmiştir. Mahallede ne olup bitmiştir  hepsi orada konuşulur. Dükkanın neredeyse demirbaşı sayılacak Aguş Aga'da gediklilerden. Gazetede haberin çıkmasının sabahında müjdeyi Sülo'ya verende kendisi ve sonrasında yaşananların da baş aktörlerinden :-) Kıyamet kopacak kopmasına da ; ahiret yurduna eksik ibadetlemi gidilsin, hiç olacak iş mi. Sülo dükkanda çalışırken bir taraftan da bunları düşünmekte tabii. Düğün hazırlıkları için çarşıya giden Aguş Aga 'nın getirdiği haber ile belki buna da bir çözüm yolu bulunur :-) Ne dersiniz? Aguş Aga' nın getirdiği muştuya göre ; Bilal isminde bir zat-ı muhterem, alim, hoca efendi. Bu  sakallı bebeğin söyledikleri hakkında konuşma yapacak ve bu sebeple katılmak isteyenleri evine davet etmiş. Tabi bunu duyar da bizim iki kafadar gitmez olur mu hiç. Akşam olur tutarlar çarşının yolunu. Özel araçla çarşıdan alınıp, götürülürler Bilal Hoca'nın evine. Ev ki ne ev, villa mübarek, kocaman bahçede kurulmuş masalar izzeti ikramlar.... Yok canım tüm hikâyeyi anlatacak değilim tabi ki :-) Devamı elbette kitapta. Bu aralar bu kadar eğlenceli bir kitap okumamıştım, harikaydı.  Bir dönemin gerçeğini, ironi kullanarak kaleme almış https://1000kitap.com/bulentsabirli, çokta güzel olmuş, tavsiyemdir.
Dur More İsrafil
Dur More İsrafilBülent Sabırlı · Dorlion Yayınevi · 202018 okunma
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.