Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki otonom sinir sisteminin sağlıklı ve verimli çalışmasını sağlayan, yani bütüncül sağlığımızı en çok destekleyen nefes sayısı(solunum frekansı) dakikada beş ile altı arasındadır. [ 5-6/dk ]
Yanlış beslenme elbette bizi serbest radikal çöplüğüne dönüştürüyor. Ancak serbest radikalin asıl ve en önemli kaynağı zannettiğimiz gibi yanlış beslenme ya da sağlıksız besinler değil, gereğinden çok daha fazla aldığımız oksijendir; özetle yanlış solunum paternidir.
Yanlış solunum nedeniyle bunca serbest radikal üretirken sizce antioksidan almanın faydası olur mu? Lağımın yanında durup parfüm sıkmak çözüm olabilir mi? Bir düşünün...
Kontrollü solunum çalışmalarının önemli hedeflerinden biri de ihtiyacımız üzerindeki oksijeni bedene sokmamak, serbest radikal yükümüzü artırmamak yani OKSİJEN DİYETİ yapmaktır.
Günümüzde ideal solunum yapanların oranı iyimser bir yaklaşımla %10'un altındadır ki (repich 2002) bazı kaynaklarda bu oran %3'lere kadar düşer. Kronik hastalıkların artışında en önemli nedenlerden biri de bu olduğu bir çok kaynakta yer alır.
Gereğinden fazla ve sık nefes alındığı zaman, hücre içi oksidasyon artar, yaşlanma belirtileri ortaya çıkar. Bunun da en büyük nedeni kaygı ve bir önceki paragrafta da belirttiğim gibi çağın vebası olarak kabul edilen strestir.
Nefes tutma testinde kişiden nefes verdikten sonra nefesini tutması istenir ki bu süre genellikle 25 ila 30 saniyedir. 15 Saniyenin altı karbondioksite karşı düşük toleransı gösterir.
Nefesi yavaşlatan egzersizleri hemen uygulayalım!
3 saniye boyunca nefes alıp 4 saniye boyunca vermek. Bu egzersizi 5-10 dakika boyunca uygulayabilirsiniz. Gün içerisinde nefes derinliğini değiştirmeden kısa nefes tutma egzersizleri yapabilirsiniz.