Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Hüzünlü bir ocak sabahında, uğursuz haber Paris'e yayılana on iki yıl oldu. Gri ve soğuk bir şafağın ilk ışıklarıyla, Vieille-Lanterne Sokağı'nda Edgar Poe'nun kuzgunu gibi "Never, oh! Never more!" diye gaklayan tanıdık bir kara karganın uğursuzca sıçrayarak ilerlediği merdivenin basamaklarında, kanalizasyon mazgırının önünde, mahzen penceresinin parmaklıklarına asılı bir ceset bulunmuştu. Bu ceset, şaşkın, gözlerimiz yaşlı, Morgue'un arka odasındaki yapışkan taşlar üzerinde teşhis etmeye gittiğimiz, ortaokuldaki çocukluk arkadaşımız, La Presse'de meslektaşımız, iyi ve özellikle de kötü günlerimizdeki sadık dostumuz Gérard de Nerval'in cesediydi. Ceset kadar soluktuk. Bu meşum görüşmenin sadece anısı bile hâlâ tenimizi ürpertiyor.
·
588 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.