Gönderi

256 syf.
·
Not rated
Sabahattin Ali
''Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde acizlik var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var... Hiçbir şey üzerinde düşünmeye, hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz. " Sabahattin Ali'nin belkide bütün demek istediği ve anlatmak istediği yukarıdaki paragrafta özetlemiş durumda. Türk edebiyatının mihenk taşlarından biri olan yazar, bu eseri ile belki de edebiyat dünyamızın en belirgin özelliğini ön plana çıkarıyor. Çünkü yazar öyle mükemmel duyguları iç içe koyup müthiş gözlemler yaparak ve bunu da çok basit bir dille anlatıyor ki hemen hemen her kesiminin rahatlıkla okuyup anlayacağı bir dille aktarıyor. Basitlik onun mizacında var zaten, ilk görünümde bende onun gibi yazarım de ya da yazabilirim der ama asıl maharette çok zor olanı basit hale getirmek değil midir zaten? Bu eserde ilk başta duygusal şeylerin anlatıldığı, aşık genç, mahallenin güzel kızı gibi şeylerden bahsetmeye devam edip sonunun da duygusal bir birleşmeyle ve mutlulukla sonlanacağı izlenimine kapılıyorsunuz ama asla öyle değil. Duygu denizi sizi içine alıp sağa sola savuracak. Duygular ön planda. Karşılıklı olarak veya sadece akıldan geçen düşsel duygular. Duygusal ve derin psikolojik tahlilleri ile Mükemmel bir bağ kuruyor. Kitabın içinde birden fazla kitap gizli ve hepsini okumuş gibi oluyor insan. İnsanın içindeki şeytanın başına ne gibi belalar açabileceği(bütün karakterler açısından), nasıl bizi uçurumların kenarına getirip, itip itmemek konusunda kararsız kalıp hislerimizin bizimle dalga geçtiği, avucuna alıp oynattığı bir kitap oldu. En aydınından en cahiline, en fakirinden en zenginine nasıl içimizdeki insafın da(bizi kötülüğe sürüklediği) kötülüğün de belirli şartlar oluştuğunda açığa çıkabileceğini gördük. Benim kitap hakkındaki görüşüm ''Aslında hepimiz içimizde bir şeytanla yaşıyoruz ve ortaya çıkarmak için uygun anı bekliyoruz...'' Bir başka konu ise kitapta mutlak yazarın hayatına dair ipuçlarına da ulaşıyor insan. Bu kitapta aslında yazarın hayatının da çok büyük kesitleri var. Yaşadığı dönemdeki kendi sıkıntılarını esere, karakterlerin diliyle anlatmış. Çok ince bir dil kullanarak. Bedri'nin söyledikleri aslında hem okul müdürü hem de o anki yaşadıklarını açıklıyordu bizlere. Müdüre söyleyemediği şeylerin çoğu ve o an içinde tuttukları, sonradan söylediği her şey yazarın kendi sitemiydi aslında. ''Öyle sayfalar okuyorsunuz ki bir cümle gibi geliyor, ve öyle cümleler var ki, sayfalarca yazılsa anlatılamayacak gibi...'' Evet Sabahattin Ali'yi anlatmak, eserlerini irdelemek, incelemek ciltlerle kitaplar yazılsa dahi anlatılmaz, her insanın en az bir kere Sabahattin Ali okumasını şiddetle tavsiye ediyorum,,,,
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171.9k okunma
·
233 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.