#zaniyeler #selahattinenis seni bu kadar geç keşfettiğim için özür dilerim Bu roman için kendi adıma sadece şunu söylemek istiyorum; #mutlakaokuyunokuyunda kokuşmuş düzenin nasıl menem bir şey olduğunu bu seferde bir zaniyenin dilinden dinleyin Gerçekleri söyleyenler he zaman namuslu işler yapmayabilir lâkin gerçek gerçekliğinden hiçbir şey kaybetmez!
"Benim adım Fitnat'tır Muhlis! Bilmiyor musun ki Fitnat demek kahır ve musibet demektir yavrum! Bilmiyor musun ki ben etrafımı talan ve tarumar eden bir yıldırım gibiyim ve dokunduğum cisimler yanıp kül olur, çöküp zeval bulur. İşte küçük bir ailenin kızıyken parladım. Ve aylarca Konya'da sultanların gıpta edeceği şaşaalı bir hayat geçirdim. Bütün bir ufukta yalnız benim ismim, benim ismimin yankısı işitildi. Sokakta insanlar arabama yol açtılar. Görmediğim insanlar bana aşık oldular. İşte küçük Seza beni severek, benim aşkıma tahammül edemeyerek büyük bir aşk içinde öldü. Büyük bir aşk içinde ölmesini bildi. Kocam benim diğer bir kurbanımdır ki benim yüzümden evi barkı yıkıldı ve ailesinin Konya'daki asırlık şöhreti zedelendi. Babam benim yüzümden çıldırdı. Doktor Mükerrem benim yüzümden hapse düştü, annem benim yüzümden sefalete boğuldu ve en son sen ve senin dağlar büyüklüğündeki haram servetin benim yüzümden göçtü ve çöktü. Seni ilk önce kumara alıştıran ve senin cesaretsizliğini kışkırtıcı sözlerimle gidererek iflasa ve kumara teşvik eden bendim. Çünkü bilmiyor musun ki Fitnat demek, kahır ve musibet demektir Muhlis!
Eğil de kalbime bak yavrum! Bu kalp asla bir insan kalbi değildir. Bu kalp musibetlerle yoğrulmuş ve insanları elbiseleri üzerinden değil, bütün o korkunç çıplaklıklarıyla içyüzlerinden görmüş bir dert küpüdür ki hayatı boyunca yiyip içtiği yalnızca zehir olduğu gibi, serpip saçtığı da yalnız ve yalnız zehir ve musibet olmuştur. Hayatta her şey boş, her şey boş!" #okuyunpişmanolmazsınız