o zamanlar bütün şarkılar biraz arabesk
insanların yüzleri yumruk, grev, protest
yorgunluklar anlamlı ve psikiyatri gereçti
influence edilmeye müsait milyonlar icat edilmemişti
tarihin hiçbir yüzyılı kansız değil, hiçbir yüz gözü masum değil tabii
ama şovun da utandığı olurdu yerinde
gerçeklik puzzle’ı bin parça etmiyordu
özleme gerek vardı ve ondan hissedildi
kuşlara dair düşünmek meşruydu, kuşların misyonu vardı
“her ne hikmet”ti. bugün “her neyse ne”
truth postla tanışmamış, kendini ispattaydı
post-postal ne hatırat ne de tükürüktü sayfalarda
yaşananların hepsi sahadaydı, canlıydılar
elon musk yoktu
yoksa yanılgı öğretiden değil mi
olanak ve olasılık kelimeleri icat olundu
politikada değişim hızlıyken insanların kanları yavaş akardı
bir kaset bir ay dinlenirdi kafadan, yerdeki yazı okunurdu
google’ı hazneye dahil etmek ve raf pdf’leri yoktu
çingeneler bisiklet çalar ve koşardılar çünkü sokaklar vardı
o zamanlar biraz arabesk, çünkü kaset
gezici karakol durdu, gölgelendik
bir zaman sonra sokaklardaki zabıtalar işportacıyı konur’dan kovdu
değişim anksiyetesinin yüksel’deki heykelde doğum haberini aldık
efendilerdik, işimize bakmayı sürdürdük. arabesk ve grev anlamını zaten yitirmişti