3. "O gün bir kısım yüzler parlaktır. Rablerine bakarlar." ayetinin izahı
Allahu Teâlâ'nın ahirette görüleceğine dair ikinci delilimiz Kıyamet suresinin 22 ve 23. ayetleridir. Bu ayet-i kerimelerde şöyle buyrulmuştur:
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاضِرَةٌ إِلَى رَبِّهَا نَاظِرَةٌ
O gün bir kısım yüzler parlaktır. Rablerine bakarlar. (Kıyamet 22-23)
Bu ayet-i kerime çok açık bir şekilde, "Rablerine bakarlar." ifadesiyle, müminlerin Allah'ı göreceğini haber vermektedir.
Şimdi diyeceksiniz ki:
— Ayet-i kerime bu kadar açık iken, Mutezile nasıl oluyor da Allah'ın görüleceğini inkâr ediyor?
Mutezile şöyle diyor:
— Ayette geçen نَاظِرَةٌ kelimesi "bakmak" değil, "beklemek" manasındadır. Dolayısıyla ayetin manası, "Rablerine bakarlar." değil, "Rablerini beklerler." şeklindedir.
Rablerini de beklemek de onlara göre, Allah'ın mükâfatını beklemektir.
Mutezile bu görüşünü ispat için, نَظَرَ kelimesinin "beklemek" manasında geçtiği ayet-i kerimeleri gösterir ve der ki:
— İşte bu ayetlerde نَظَرَ kelimesi "beklemek" manasındadır. Kıyamet suresinde geçen نَظَرَkelimesinin manası da "bakmak" değil, "beklemektir".
Ehl-i sünnet âlimleri Mutezile'nin bu iddiasına karşı der ki: Şu sebeplerden dolayı ayette geçen نَاظِرَةٌ kelimesi "beklemek" manasında olamaz.
1. Evet, Kur'an'da "bekleme" manasına gelen bir çok نَظَرَ kelimesi vardır. Ancak "bekleme" manasındaki نَظَرَ lafızlarının hiç biri اِلَى harf-i ceri ile kullanılmamıştır. Arap lügatında,نَظَرَ fiili اِلَى harf-i ceri ile kullanılırsa "bakmak" ve "görmek" manasına gelir. Bu ayette deنَظَرَ fiili اِلَى harf-i ceri ile kullanılmıştır. Bu sebeple "beklemek" manasına gelemez.
Ey Mutezile mensupları! Eğer siz Kur'an'da, نَظَرَ kelimesinin اِلَى harfi ceri ile beraber kullanımında, "bekleme" manasına gelen tek bir ayet-i kerime gösterebilirseniz, biz sizin sözünüzü kabul edeceğiz. Bunu yapabilir misiniz?
Hayır yapamazsınız, bize tek bir ayet bile gösteremezsiniz. Kur'an'da اِلَى harfi ceri ile kullanılan bütün نَظَرَ kelimeleri "bakmak" ve "görmek" manasındadır.
2. "Rablerine bakarlar." ayetinden bir önceki ayette, "O gün bir kısım yüzler parlaktır." buyrulmuş. Yüzlerin parlaklığı ifadesi, mükâfata mazhar olduklarını ifade etmektedir. Bu sebeple, bundan sonra gelen "Rablerine bakarlar." ifadesi, "Allah'ın mükâfatını beklerler." manasına gelemez. Zira onlar zaten mükâfatı almışlar; o hâlde beklemeye ne gerek var?
Dolayısıyla نَاظِرَةٌ kelimesine "bekleme" manası verilemez. Bu kelimeye ancak "bakma" manası verilebilir.
3. Tefsirini yaptığımız, " O gün bir kısım yüzler parlaktır. Rablerine bakarlar." ayet-i kerimesi mümin kulları müjdeleme makamında gelmiştir. "Bekleme" manası müjdeye uygun düşmez. Bu sebeple de kelimeye "bekleme" manası verilemez.
4. Ahiret bir bekleme yeri değildir. Neyin ne olacağını bilmeyip beklemek dünyaya yakışır. Ahirette ise hakikatler bir anda vücud bulup gerçekleşecektir. Dolayısıyla ayetteki نَاظِرَةٌkelimesi "bekleme" manasına gelemez.
نَاظِرَةٌ kelimesinin "bekleme" manasına gelemeyeceğine dair bu dört maddeyle yetinelim. Daha detaylı bilgiyi arzu edenler Fahreddin-i Râzî Hazretlerinin tefsirinden ilgili ayetin izahına bakabilirler. Râzî Hazretleri muhteşem izahlarıyla Mutezile imamlarını perişan etmiş.Allah ondan razı olsun.