Moğollar adı verilen halk İslamiyeti daha önce görülmedik bir şekilde felaketin eşiğine getirdi. Çin'in kuzeyinde, şimdi kendi adlarıyla Moğolistan olarak anılan topraklardan geldiler. 1190'larda, halkının hanı olan genç ve hırçın bir Moğol, bir başka göçebe halk olan Tatarlar tarafından kendilerine yapılan küçümseyici ve acı verici davranışların intikamını almak için arayışlara girdi. Birkaç yılda tüm Moğol kabileleri tarafından "herkesin hanı" ya da kendi dillerinde "Çingiz Han" olarak kabul edildi. Arapça yanlış telaffuzu olan "Cengiz Han" ise Avrupalıların benimsediği isim haline geldi. Dünyanın gördüğü en büyük fatih olarak Avrupa ve Asya'yı dehşete düşürdü. Fakat Cengiz aynı zamanda, yegâne başkenti kampının yün çadırları olmasına rağmen, herhangi başka göçebe şefinin yaptığından farklı bir şekilde, gerçek bir imparatorluğa çok daha benzeyen bir şey yarattı Cengiz, büyük bir gücü ele geçirerek işe başladı. 1215 yılında Kuzey Çin'i aldı ve sonra batıya döndü. Moğollar pagandı ne Hristiyan ne de Müslümandılar, bu nedenle Cengiz kurbanlarını seçerken taraflı davranmadı. İlk kurbanları İran'ın kuzeyindeki İslam toprakları ile Maveraünnehir'in zengin vaha kentleriydi. Ahalinin direnişi daima katliamla sonuçlanıyordu. Bu diğer kurbanları teslim olmaya teşvik ediyordu ve teslim oldukları takdirde genellikle hayatları bağışlanıyordu. Kısa süre sonra Cengiz Güney Rusya'yı işgal ederek buradaki Hristiyan prensleri haraca bağladı. Daha sonra hayatını kaybetti ama oğlu ve varisi kısa süre sonra batıya döndü. 1236 yılında Moğollar Kiev'i yağmaladı. Buradan Avrupa'nın içlerine doğru akınlar yaptılar, Polonya ve Moravya'yı perişan edip Macaristan'ın bahtsız kralını, takibi bırakıncaya kadar, Hırvatistan kıyılarından Arnavutluğa kovaladılar. Ancak Moğol hanı öldükten sonra, yerine yeni birinin seçilmesi gerekince yurtlarına döndüler. Onun seçiminde papanın bir temsilcisi, Selçuklu sultanı, büyük Rus prensi ve Abbasi halifesinin bir temsilcisi hazır bulunuyordu. Moğolların içişleri çözüme kavuşturulduktan sonra, Moğol orduları tekrar İslamın üzerine çöktüler. Anadolu (Rum) Selçuklularını yendikten sonra Abbasi Halifeliği'nden geri kalanın üzerine yürüdüler, Bağdat'ı alarak yağmaladılar. Bir halifenin kanının dökülmesiyle ilgili hurafelere yanıt olarak, son Abbasi halifesi bir halıya sarılıp ölünceye kadar atlara çiğnetildi. Daha sonra Suriye'ye karşı bir Moğol saldırısı başladı. İslamiyetin kaderi bıçak sırtında gibiydi. Fakat Moğollar sonunda, 1260 yılında Nasıriye yakınlarında Mısır Memlükleri tarafından yenilgiye uğratıldı. İslam kurtulmuştu ama Asya ve Rusya'nın büyük bir bölümü üzerinde uzun bir Moğol hâkimiyeti devam edecekti.
Sayfa 186 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
55 views
Atsız'a saygım daha da arttı: antoloji.com/toprak-mazi-sii... Cengiz değil Çingiz olarak yazmış bende şiiri okurken hep Cengiz diye okuyordum. Artık Çingiz ✔
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.