Gönderi

Aydınlıkla köhneliği belirginlesen bu kentte ve konutta, hiçbir sey neyse ben oyum. öylesine bağsız ve yeğniyim ki, bu hafifliğin şiddetinin bedelini bir gün öderim diye düşünüyorum. Sanki varoluş beni cezalandırmak. ister gibi; yoğunluğundan bana düşen payını benden geri alarak, bu yoğunluğu olur olmadık herkese ve her seye fazlasıyla katlayarak sunuyor. Ülkem yok, cinsim yok, soyum yok, ırklm yok; ve bunları malettirici biricik güç, inancam yok. Hiçlik tanrısının kayrasıyla kutsanmış ben, inansam inansam bir buna inanabilirim. Yere göğe zamana denize kayalara ve kuşlara da dokunan aynı tanrı değil mi? Bu kutlu tanrinin yönetkenliğinde, olmayan ellerimde bir yok-tartıyı tutuyor D ölçüyorum yokluğun ağırlığını Kafeslerinden birine onun oylumu pekâlâ sığıyor, diğerine ise duygular duyumlar ve düşünceler yığılıyor; işte yetkin eşitlik... Her gün her gece bu eşitliğin bilgisiyle geçiyor. Bir eskiciden satın alınmış bu teraziyi bir gün başka bir eskiciye vereceğim. O gün, tozanlarım her bir yana dağılıp, topraðın, suyun ölümsüzlüğüne eklenecekler ve ben özgürleşeceğim.
Sayfa 27 - Everest YayınlarıKitabı okudu
18 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.