Yeminüd-devle Mahmud bin sebüktegin hastalığının başlarında oglu Muhammed'e "Bana hak váki olursa, benden sonra hangi işle meşgul olacaksın, [ne yapacaksın]?" diye sordu. Muhammed Namaz, oruc ve sadaka verir, babamın türbesinin yanında durup Kur'án okur ve bunların sevabını babamın temiz ruhuna bağışlarım." dedi. Sonra Sultan, ayni soruyu Mesûd adindaki diğer oğluna sordu. Mes'ud "Ben, senin kardeșin İsmail'e yaptığını yaparım." dedi. Sultân bu cevaba öfkelendi.
Sultân Mahmůd ve Emir İsmail in hikâyesi şöyle idi: Sultân, onu Gazne Kalesi'den ahid ve misáklarla çıkardı. Dost meclislerinden birinde Eğer ben, senin eline esir düşseydim, senin benim hakkımdaki düşüncen ne olurdu?" diye sordu. İsmail saflığından
ve temiz karakterinden "Eğer sana karșı zafer bulaydım, seni kaleye gönderirdim ve eşya, mâl, gulâm, câriye ve geçim vasıtalarından istediğin her şeyi hazırlar ve onları senin beğeneceğin şekilde hâzır ve âmâde ederdim." dedi.
Sultan Mahmud, bir müddet sonra bu sebeplerden İsmail'i, Cüzcan valisine gönderdi ve ona, onun düşündüğü gibi davrandı.