Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

351 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Hapse girmeden okunması gereken bir kitap
Türkiye Cumhuriyeti gibi sözde sosyal, özde İslam düşmanı dinozorların, yönetimi elinde bulundurduğu psikopat ülkelerde hapse atılmanız için makul herhangi bir sebebe ihtiyaç duyulmamaktadır. İslam düşmanı dinozorlar tarafından hapsedilmek için yalnızca Müslüman olmanın başlıbaşına bir suç olduğu da ehlince mâlumdur. Nitekim bu "suç" sebebiyle hapse atılan insanlar da ne birdir ne ondur, yüzlerce hatta binlercedir... Hapse girmek kolay, orada kalmaksa esas olay. Bazı mahkûmlar için birkaç ay olan miktar, bazıları içinse yıllar.. 39. Koğuş adlı bu kalın romansa, 90'lı yılların sonunda camide gençlere Kuran dersi verme üzerinden faaliyet yürüten Hizbullah cemaatine karşı yapılan sayısız tutuklamalara karşı cemaatin hapiste izlediği metodu aktarmaya çalışıyor. Farz-ı ayn(her Müslümana farz olan) bilgilerden başlayarak biraz daha ileri seviye İslami ilimlere kadar çıkabilen bir eğitim sürecinin oluşumu konu edilmiş. Bilhassa 2000'den sonra tutuklanan 10.000 civarında kişinin tahsilde bulunduğu bu eğitim metodu, bugün medreselerde "Seyda" vasfıyla bazı "mahkûm"ları yetiştirdiği gibi, birçoklarını da İslami ilimlerden haberdar bir seviyeye çıkartmıştır. Böylesi bir yönetimde yaşamaya çalışıp kemalist rejim gözünde "potansiyel terörist" görünen sıradan Müslümanların, olası bir hapis durumunda fiziki, psikolojik ve ruhi anlamda "nasıl davranması durumunda" daha müstefid olacağını öğrenmesi açısından oldukça istifadeli bir roman. Eleştiriye gelecek olursak, kitapta geçip beni rahatsız eden bir ifade.. 39. Koğuş mahkûmlarının "Bedrin Aslanları"na benzetilmiş olması. Belki ufak bir satır olması sebebiyle "tolere edilebilir" düşüncesi gelebilir akla ama maalesef bu durum mezkûr cemaatte çokça rastlanan bir tutum. Bu konuyu her ifade edişimde aklıma gelen bir misal ise Şehid Aytaç Baran için yazılan ezgide "haya ve takvası asrının Osman'ı" ifadesi. Cemaat sıklıkla rastlanılan bu tutumun normal bir durum olduğunu düşünüyordur belki de, bilemiyorum ama ben yanlış olduğu kanaatindeyim. Keza aynı yanlışı "İstiklâl Şairi" lâkaplı Mehmed Akif'te de görmek mümkün. O da bir şiirinde Çanakkale Şehitleri için "Bedr'in arslanları ancak bu kadar şanlı idi" diyerek aynı hataya düşüyor. Her ne kadar art niyet taşımıyor olsalar da Ashab-ı Kiram'a benzetmek, hatta direkt müstakil bir Sahabi ile kıyas yapmak en hafif tabirle edebe muğayirdir, terstir.
39. Koğuş
39. KoğuşNaşit Tutar · Dua Yayıncılık · 2007199 okunma
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.