Gönderi

Descartes, Latince res cogitans ve res extensa'yı kullanarak atıfta bulunduğu zihin ve bedeni ayırdı. Bu bakış açısında gerçeklik, birbirinden farklı "düşünen” şeyler ve “uzamlı” şeylerden oluşur. İnsanlar (ama hepsi değil) düşünen şeylerdi, doğa uzamlı şeylerle doluydu. Çağın egemen sınıfları, insanoğlunun büyük kısmını - kadınları, beyaz olmayan insanları, yerli halkları - düşünen değil uzamlı varlıklar olarak gördü. Bu, Descartes'ın felsefi soyutlamalarının, tahakkümün kullanışlı araçları olduğu anlamına gelir.
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.