Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

352 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitabın arka kapağını okuduğumda gerçekten zalim, acımasız ve şerefsizin teki bir adam okuyacağımızı sanmıştım. Ne yalan söyleyeyim bir parça hayal kırıklığına uğramadım değil. Adam kızı bir davette görüyor, onun kendisinin olmasını arzuluyor ve sonra da bir plan yapıp kaçırıyor. Eve kapatması ve onu aşk kölesi haline filan getireceğini sanırsınız. Bir bakıma öyle aslında ama tam olarak değil. Cami'ye oldukça iyi davrandı. Hatta servetiyle onun gözünü boyarken centilmenliğiyle de kendine aşık etmeye çalıştı. Bunun nesi duygusuz diyebilirsiniz. Çünkü ben de dedim. Kitap ilerledikçe Sebastian'ın bir tür hastalığı olduğunu öğreniyoruz ve o zaman taşlar biraz yerine oturuyor. Meğer bizim Sebastian duyguları analiz etmekte güçlük çeken biriymiş. Çocukluğundan beri babası onu eğitmeye çalışıyormuş ama pek fazla başarılı olamamış. Örneğin biri ağladığında onun mutluluktan mı yoksa üzüntüden mi ağladığını o kişi söylemedikçe anlayamıyor. Öte yandan duyguları olmayan birine göre acayip empati yapabiliyor ki, bu kısmı bencede hastalığın inandırıcılığını kaybettiriyor. Her neyse. Sebastian Cami'yi tutsak ettiği dönemde ona bir sürü hediyeler veriyor ki, orta düzey bir biyoloji öğretmeni için acayip uçuk şeyler bunlar. Bu da akla acaba kızımız Sebastian'dan önce parasını mı sevmeye başladı sorusunu getiriyor. Bu arada Cami'nin bir sevgilisi var ve dingilin önde gideni. Sebastian elbette minareyi kılıfa uyduruyor ve Cami'yi bir ii seyahatinde gösterip onun adına telefonundan herkese oyalayıcı mesajlar atıyor. Cami'yi bırakmamakta ısrarcı ama günün birinde bunu yapmaktan zorunda. Kitabın sonunu elbette anlatmayacağım. Sadece saçma bulduğum birkaç kısmı anlatmak istiyorum. Birincisi adamın neredeyse tuvaletin deliğine bile kamera ve ses sistemi kurması. Cami'nin evine hadi anlarım ama sevgilisinin ve en yakın arkadaşının evine nasıl ve neden kurarsın. Bu kadar sistemli bir şekilde bu kızı kaçırmaya nasıl programlandın. Dersin ki adamın kaçırdığı ilk kadın bu değil. Ama ilk kadın. Peki nasıl bu kadar profesyonelce davranabildin. Kızı şehir dışında bir evde ayağında elektronik kelepçeyle bağlı tutarken bir yandan helikopterle işe gidip gelmek nasıl bir lükstür. Ayrıca Cami, dağın başında koşarak kaçmaya çalışırken şehirde yemek yemeye gittiklerinde neden kaçmaya kalkışmadı. Bu tür sorular yüzünden biraz puan kırdım ama genel olarak kitabı beğendim. Kaliteli smut sahneleriyle karanlık tarafımı beslediğin söyleyebilirim.
Duygusuz
DuygusuzCelia Aaron · Pukka Yayınları · 2023499 okunma
·
147 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.