Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Karahanlı Dönemi Eserlerinde “Esmâ-İ Hüsnâ”nın Türkçe Karşılıkları
👉 azḳa üküş bėrgen: Sevapların mükafatını veren. Esmȃ-i hüsnȃdan Şekûr (Az iyiliğe çok mükâfat veren) isminin karşılığıdır (Ata, 2004: 243). Yukarıdaki arḳa üküş bergen ismiyle bu isim arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. “Örter sizni Taŋrı azḳa üküş bėrgen keçürgen.” (Az sevaba çok mükâfat veren affedici Tanrı günahlarınızı bağışlar.) KT.38/75a2=64:17. Sıfat-fiil grubu yapısında olan bu isim az tȃ‘atḳa üküş yanut bėrgen şek- linde de kullanılır: “Ol Taŋrı örtgen az tȃ‘atḳa üküş yanut bėrgen.” (Tan- rı affeden ve doğruları mükâfatlandırandır.) KT.36/18a2=42:23. Harezm Türkçesi satır arası Kur’an tercümesinde muhtemelen kısalma sonucu bir- gen sözcüğü Vehhȃb (Lutfeden, bağışlayan, veren) isminin karşılığında kullanılmıştır. (Yüksekkaya, 2005: 185). 👉 baġırsaḳ: Şefkatli. Esmȃ-i hüsnȃdan Raûf (Şefkatli) isminin karşılı- ğıdır (Ata, 2004: 247). “Bütünlükin İḍiŋiz baġırsaḳ ulaşu yarlıḳaġan ol.” (Tanrı şefkat ve merhamet sahibidir.) KT.30/53a1=16:47.; Baġırsaḳ söz- cüğü KB’de 145 yerde “merhametli, şefkatli, sadakatli” anlamında kul- lanılmıştır: “Sewüg sawçı ıḍtı baġırsaḳ iḍi / Buḍunda talusı kişide keḍi’’ (Şefkatli Tanrı’m halkın en seçkini ve insanların en iyisi olan sevgili pey- gamberi gönderdi.) KB.34. 👉 bayat: Kadim, Tanrı. “Az evvel, demin” anlamlı “baya” sözcüğünden türetilmiş (baya+t) ve mecazlaşmış olarak (Ölmez, 2005: 213-218) “evvel, eski” anlamını kazanmıştır. Esmȃ-i hüsnȃdan Evvel (Varlığının başlangı- cı olmayan) ve ḳadîm (Varlığının başlangıcı olmayan) (Bilgin, 2019: 93) isimlerinin karşılığında kullanılır. Türkçenin tarihȋ dönemlerinde “Allah” ismi karşılığında “Bayat” sözcüğü sıkça geçmektedir. KB’de 505 yerde geçer: “Bayat kimke birse tilek arzusı / Anıŋ şükri boldı yanut ḳılġusı” (Tanrı birini dilek ve arzusuna kavuşturursa, karşılığında onun da Tanrı’ya şükretmesi gerekir.) KB.753. “Bayat birdi erse saŋa sen me bir” (Tanrı sana verdi ise, sen de ver.) AH.246. (3) 👉 bilgen: Her şeyi bilen. Esmȃ-i hüsnȃdan Ḫabîr (Her şeyin iç yü- zünden haberdar olan) ve ‘Alîm (Hakkıyla bilen, bilgisi ezeli ve ebe- dî olan) isimlerinin karşılığıdır (Ata, 2004: 270). “ Ol Taŋrı kökler hem yerler ġaybın bilgen ol.” (O Tanrı göklerin ve yerlerin gaybını bilendir.) KT.33/79a1=35:38. (76); “Ol açġan bilgen.” (Tanrı en doğru hükmü veren ve bilendir.) KT.33/46a1=34:26. 👉 bir: Bir, tek. Tanrı’nın birliği ifade edilerek, Tanrı adı karşılığında kul- lanılır. Esmȃ-i hüsnȃdan Vaḥîd (Bölünüp parçalara ayrılmaması ve ben- zerinin bulunmaması anlamında tek) ve Eḥad (Eşi ve benzeri olmayan) isimlerine karşılıktır. “Aya birke bütmiş tiliŋ birle ög / Köŋül bütti şeksiz 👉 amul tutġıl ög” (Ey bir, tek olan Tanrı’ya inanmış olan, onu dilin ile öğ; gönlün tereddütsüz inandı ise aklını işe karıştırma.) KB.25.; “Siziksiz bir oḳ sen ay mengü açu / Ķatılmaz ḳarılmaz saḳışḳa saçu” (Sen, şüphesiz, birsin, ey sonsuz Tanrı; istisna sayıya gelmez.) KB.10.; “Kim tutar ol ikini bir İḍide öŋin kim ol turur.” (Bir olan Tanrıdan başka o ikiyi -göğü ve yeri- kimse tutamaz.) KT.33/82a2=35:41.; “Fermanladılar meğer kim tapsalar bir Taŋrıḳa, Taŋrı yoḳ meğer ol.” (Onlara tek olan Tanrı’ya tapmaları bu- yuruldu, O’ndan başka Tanrı yoktur.) KT.29/23b3=9:31.
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.