Cumhuriyet'in kuruluşundan günümüze kadar gelen süreçte, görünen manzara çok net. Türkiye dini çoğunluğa hitap eden partiler tarafından yönetilirken; her geçen gün daha da dinsizleşiyor. Söylemlerle eylemler tamamen birbirinin zıttı. Toplum yozlaşıyor, kutuplaşıyor, suç oranları artıyor, kamu kaynakları yağmalanıyor, doğa kirletiliyor, insanların geliri eriyor, servet dağılımı kötüleşiyor. Sorunları çözmek için hukuku, ekonomik verileri, sosyolojiyi, temel bilimleri referans almak yerine; dini ve ahlakı öne çıkartıyoruz. Karısını öldüren, çocukları taciz eden, akrabalarını dolandıran, rüşvet veren, şiddet suçu işleyen insanların kabahatini eksik verilen dini eğitimde ve ahlaki yoksunlukta arıyoruz. Ekonomik krizlerin ardında yatan plansızlığı, liyakat eksikliğini, trendlerini takip edemeyişimizi Nas olarak ifade ediyoruz. Gözlerimizin önünde yitip giden doğayı, ormanların yerini alan çok katlı binaları, kuruyan dereleri, nesli tükenen hayvanların dramını dini vaazlarla vicdanımızı rahatlatarak dindiriyoruz. Cumhuriyet'i ilan eden kurucu kadrolar bile; toplumu pozitif bilimle, hukukla, çoğunlukçulukla dönüştüremeyeceğini bildiği için Diyanet İşlerini kurarak dini kendi tekeline almayı, toplumu Türk ve Sünni olarak homojenleştirmeyi, birliği ve beraberliği milli unsurların yanında dini unsurlarla da pekiştirmeyi kendine bir görev olarak bilmiştir. Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi ile bu süreç bir adım daha ileriyi gitti. Dinin insanlar üzerinde ne kadar etkili olduğunu anladıktan sonra hayalleri ve idealleri dini söylemlerle soslayıp; tüm yalanları, yanlışları ve hataları da dini referanslarla örtmeyi bir politika haline getirdiler. İşte AKP bunun zirvesidir. Tarihe baktığımızda ise gelinen sürecin kendiliğinden çözüme kavuştuğu, demokratik süreçlerle dönüştüğü, ekonomik ve politik yıkım olmadan yeni bir sayfanın açıldığı herhangi bir örnek yok. 1980 cunta rejiminin solu yok etmesi, 1990'lardaki siyasi ve ekonomik krizler ve geleneksel ana akım partilerin gözden düşmesi gibi faktörlerin bir araya gelmesi, AKP'nin 2002 seçim başarısının yolunu açtı. AKP'nin her seçim başarısı, iktidarda olmanın faydalarını arttırdı ve hem resmi hem de gayriresmi devlet kurumları üzerindeki tekelini daha da artırmasını mümkün kıldı, rejimin çığır açıcı dönüşümü için patikaya bağlı patika şekillendirmeye girişme gücünü arttırdı. Toplumu dönüştürmek için dini kullandı. Politik rakiplerini yenmek için dine başvurdu. Ve kaçınılmaz olarak geride bıraktığı yozlaşmış ve kirlenmiş mirasın temelini dinin üzerine kurmuş olduğunu görüyoruz.

Cumhuriyet'in Doğuşundan AKP'ye Türkiye'de Din SiyasetiCeren Lord · İletişim Yayınları · 20233 okunma

·

244 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Murattgenstein