Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

KAOS KÖTÜ ve KORKUNÇ BİR SON DEĞİLDİR! BİLÂKİS...
- Süper Kupa’da milli bir rezalet yaşıyoruz. Eli ayağı düzgün bir siyasî irade olsa, ülkeye bu rezaleti yaşattıkları için her iki kulübe de ağır cezalar verirdi. Ama bunun olmayacağı malûm. Herkes şov peşinde. Herkes ucuz kahramanlık peşinde. Ruh hastalığı toplumu sarmış durumda. Suudi Arabistan rejimine nasıl baktığımız malûm, ama burada onun yeri yok. Burada aşağıdan, toplumun alt kesimlerinden kaynaklanan, önce kulüpleri, sonra da siyasî arenayı saran tam bir ruh hastalığı var. Araplar’la dünyanın bütün milletleri ilişki kurabilir. İsrail buna dahil. Hatta Atatürk kendisi gelse o bile kurabilir (kurmuşluğu var), ama Kemalist kesim hiçbir ilişki kuramaz. Zaten bu hastalık da büyük ölçüde oradan kaynaklanıyor. Kupa Arabistan’da oynanacak lafı çıktığından beri Kemalistlerin uykuları kaçtı. Süper Kupa’yı hiç alâkası olmadığı halde 100. yıl ile ilişkilendirdiler. Sen 100. yılını kutla, ona karışan mı var, Süper Kupa ile ne alâkası var? Kulüplere öyle bir baskı yaptılar ki, kulüpler protokolde son dakika değişiklikleri yapmaya mecbur kaldılar. Geri adım atamayınca da işi şova döktüler. Atatürk’e laf söyletmeyiz falan… Ne alâkası var? Sen bunu hangi ülkede yapsan aynı tepkiyle karşılaşırsın. Bu ruh hastalığı dünyanın her yerinde ülkeyi rezil ediyor. İki Yunan takımı veya iki Ermeni takımı veya iki Arap takımı gelsin İstanbul’da maç yapsın, Türk seyirciler önünde ve bunu siyasî şova, kuru hamasete çevirsin. Sen n'oluyor demez misin? Daha geçen yıl İtalya süper kupası aynı stadta yapıldı. İtalyanlar millî marş bile okumadı. Zaten iki İtalyan takımı arasında maç yapıyorsun, millî marş ne alâka? Suudîler buna da tamam dedi. Ama istekler bununla bitmeyince, ortalık karıştı. 100. yıl şovunu Türkiye’de yapamayıp Arabistan’da yapmaya kalkınca, her ülkede olabileceği gibi, red yediler. Gidip güzel güzel maçlarını oynayacaklar (üstelik ikisinde de tek tük birkaç Türk topçu var), iyi bir para kazanıp döneceklerdi. Şimdi zannediyorum bir de üstüne tazminat falan öderler. FIFA bu işe karışırsa zaten rezaletin çapını kimse tahmin edemez. (Umarım karışmaz.) İki Siyonistsever (ve Filistin düşmanı) takımın maçını izledik: Ayaktakımı Kemalizmi ve ılıman Vehhabilik. Ama maç biraz tuhaf oldu. Ayaktakımı Kemalizmi, daha maç başlamadan, soyunma odasında gollerini attı, orada kendince bir zafer kazandı, sonra da maça çıkmadı. Ilıman Vehhabilik de ne olduğunu anlamadı. Ben bu süreci başından beri göz ucuyla takip ediyorum. Bundan 2-3 ay önce “maç Riyad’ta oynanabilir” söylentileri ortaya atıldı. Riyad lafını duyar duymaz, ayaktakımı Kemalizmi keçileri kaçırdı. “100. yıl” vurgusu yapmaya başladı. (Bilirsiniz orası İslâmî kesime benzemez, biri ne derse hepsi aynı şeyi söyler.) Kulüplere çağrılar yapıldı, “Arabistan’a gidilmesin” falan diye. Ali Koç, Cadde’nin arka sokaklarından gelen baskıyı görünce ilk başta gitmeyecekti. Ama sonra sanırım TFF ve GS devreye girdi. “Düşünsene, biz Real’in, İnter’in yaptığını yapacağız, Riyad’ta oynayacağız, marka değerimiz 1’se 10 olacak. Elimizdeki yabancıların da fiyatı yükselecek.” Ali Koç bunu duyunca tamam dedi, bizim Barcelona’dan neyimiz eksik, orada oynuyoruz! Gidilmeye karar verildi. Aşağıdan habire 100. yıl çağrıları yapılmaya devam ediyordu. Kulüpler ve federasyon başta bunu umursamadılar. Oraya varma günü gelince, çağrılar ayyuka çıktı. FB ve GS’nin eli ayağı birbirine dolaştı. Son dakika golleri atmaya kalkıştılar. Atamayınca fatihliğe soyundular. Ayaktakımı Kemalizmini mutlu edecek şeyi yaptılar: Aklı, sağduyuyu, çağdaşlığı, hatta parayı, her şeyi ellerinin tersiyle itip, Arabistan’ın ikinci fatihleri olarak taraftarlarının gönlünden taht kurmayı yeğlediler. Kaos devam ediyor. Şüphesiz daha da derinleşecek. Çünkü siyasî irade bununla baş edebilecek motivasyona sahip değil. Ortaklarına da güvenmiyorlar, ki kaosun tek durduğu nokta şu an için onların kapısı olmasına rağmen, Siyonizm'in milliyetçi kesimde bir yatağı var. Mesela İYİ Parti yönetiminde -ki 90’larda ülkeyi Siyonizm'in çöplüğü haline getiren de onlar-; ortaklar da oy ve prestij kaygısıyla ikilemler yaşıyor. Biraz şaşırtacağım ama bizim için bu kötü bir yöneliş değildir. Çünkü Türkiye artık kabuğuna sığmıyor. Yerleşik kabuller, gençliği uygun gördüğü kalıplar içinde tutamıyor. Er-geç bu kabuk çatlayacaktır. İslâmî kesim çatlatamayacağına göre, başkaları çatlatacaktır. Bunun için kitle psikolojilerinin daha yükselmesi, özgüvenlerin engellerin üstüne çıkması gerekir. Artık siyasî ifadesini bulduğuna göre bu kolay olacaktır. Kaos kötü ve korkunç bir son değildir. Bilakis nice iyi şeylerin başlangıç prensiplerini saklar.
Selim Gürselgil
Selim Gürselgil
, adimlardergisi.com, 31 Aralık 2023
··
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.