Merhabalar
"Yeryüzündeki en tehlikeli yaratık insan. Onlarla savaşmak dinozorlar ile savaşmaktan ya da bir yılan ile karşılaşmaktan daha tehlikeli."
Luz vadisi; eşsiz doğa güzelliği ve bir o kadar tehlikeli canlılarla dolu, bir avuç halkı ile insanlardan uzak yaşam alanı. İris halkı kanlarında şifayı taşır bir de ölümsüzlüğün sahibi Ese'nin çocuğu Luz'u.
Luz annesini yıllar önce halka saldırı sonucu kaybetmiş , çevre halk da insanların yağmalarıyla yok olmuştur.
Tüm bunların sebebi bir büyücü, şifacıdır. O şifacı ölümsüzlüğün peşini bırakacak değildir. Tekrar gelecek ve Luz'u alacaktır. Bu sefer tek gözü görmeyen ve kısa sürede görme yetisini kaybedecek olan güçlü, yenilmez kral Sura'nın zaafını ve ordusunu kullanarak.
Acaba başarıya ulaşabilecekler mi ?
Luz ve halkını nasıl bir son bekliyor?
Oldukça kısa olmasına rağmen kitap bizlere çok güzel ve anlamlı dersler veriyor. Her yaşa hitap etmesinin yanı sıra akıcı ve sade dili ile elinizden kayıp gidiyor tabiri caizse. Gönülden tavsiye ederim Kitapla kalın
~~
"Her zehirin bir panzehiri vardır. Tanrı dengeyi hep korur. Bize düşen de o panzehiri bulabilmektir."
~~
"İnsan başkasına yaptığını çekmeden bu dünyadan gitmezmiş."
~~
Belki de dünyaya verilmiş en büyük güç akıldı.
Tanrı'dan sonra dünyaya hükmeden bir varlık olma yolunda ilerleyen insanoğlu, dünya hakimiyetini büyük bir hızla ilerletiyordu. Önce hayvanları kendilerine köle yapmışlardı. Sonra da üstün güçteki bütün ırkları bir şekilde yok etmişlerdi. Bu sonu gelmeyen insan hakimiyeti giderek yaygınlaşıyor, her keşfedilen toprak belli bir süre sonra kurak bir çöle dönüşüyordu. Dünya ise giderek ruhunu ve düzenini kaybediyor hakimiyet tek bir ırkın yani insanoğlunun akıl oyunlarına teslim oluyordu.
~~
#luz