Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"12 Eylül'den sonra, Mamak Askeri Cezaevi'nde tutukluydum. Bize verilen emre göre onbaşılar dahil bütün subay ve astsubaylara 'Komutanım' diye hitap ediyorduk. Onlar da bize umumiyetle 'Ulannn! veya lannn' diye sesleniyorlardı. Sebepsiz yere ellerimize, omuz başlarımıza, diz kapaklarımıza copla vuruyorlardı. Bir gün, benden birkaç yaş küçük bir onbaşıya seslendim: 'Komutanım!' 'Ne var ulannn!' 'Kaç gündür annemden, kardeşimden mektup bekliyorum, gelmedi. Lütfen idareye sorar mısınız? Bana mektup var mı acaba?? 'Dün de sordun ya ulannn! Sana, gelmemiş demedim mi?" Komutanım, dün 24 saat geride kaldı. Bugün gelmiş olabilir. Lüfen!' 'Beni babanın uşağı mı sanıyorsun ulannn? Uzat sağ avucunu!' 'Komutanım, dün de o copla sağ avucuma vurdunuz. Vallahi şehadet parmağımda şişme var daha! Sol avucuma vursanız olmaz mı?" 'Olmaz ulannn! Burada da mı sağcılık solculuk meselesi var? Ben hangi avucunu aç diyorsam onu açacaksın ulannn!' 'Peki, komutanım!' 'Peki, yok ulannn! "Emredersin komutanım!" diyeceksin, anladın mı?' 'Emredersiniz komutanım!' Aradan yıllar geçti. Ben Mamaktan beraat ederek çıktım vekili seçildim. Bir gün, Sivas'tan Ankara'ya giderken bindiğim otobüs Sorgunda yemek molası verdi. Lokantaya girer girmez o onbaşıyı gördüm. Bir masada tek başına yemek yiyordu. Göbeklenmiş, saçları dökülmüştü fakat yüzü aynı yüzdü! Yolcuları kendime siper edinerek gittim, bir masaya oturdum. Ama gözümün ucuyla da ona bakıyordum. Önünde bir kap yemek vardı. Garsonu çağırdım. Adamı göstererek dedim ki: 'Şu adamın masasına benden bir sütlaç götür!' Garson sütlacı götürüp adamın masasına koydu. Adam, 'Yemiyorum, kaldır götür!' diyerek itiraz etti. Garson dedi ki: 'Bu sütlacı şu masada oturan adam sana ısmarladı!" Adam, masasından kalkıp önüme geldi. Yüzüme bakmaya başladı. 'Beni tanıdın mı komutanım.' dedim. Hani Mamak'ta bana çok iyiliğin dokunmuştu (!) Copunu nereye bıraktın, copunu?" Adam beni tanıdı. Yüzü kıpkırmızı oldu. Elime uzandı. 'Ağabey, elini ayağını öpeyim! Hakkını helal et. Bize demişlerdi ki: "Bunlar vatan haini! Bu vatan hainlerine göz açtırmayın! Burunlarından getirin bunların!" Biz de orada emir kuluyduk. Hakkını helâl et, gelmiş olabilir ağabey!" 'Hakkımı helâl etmeseydim sana sütlaç ısmarlar mıydım? Haydi, git tatlını ye, dedim.' Ismarladığım tatlıyı yemeden lokantadan çıkıp gitti.
Sayfa 26
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.