Öyle konuşurduk sen ile ben, o dille -öylesine yakın olurduk ki bazen garip bir duygu duyardım: akıllarımız öpüşüyormuş, zihinlerimiz sevişiyormuş gibi- birbirlerinin içine girmiş, orada buldukları yollarda el ele yürüyorlarmış gibi.
İlişki denen şeyden başka ne bekleyebilirdik ki?