Gönderi

Mü'min - Kâfir
Bir otobüste yolculuk yaparken, şoförün uyuduğunu fark etseniz, nasıl bir dehşete kapılırdınız bir düşünün. Birde, otobüsün virajlı bir dağ yolunda olduğunu farz edin, herhalde dehşetiniz ikiye katlanırdı. İşte; kâfirin nazarında dünya, böyle şoförsüz bir otobüstür. Top güllesinden yetmiş kat süratli olan yıldızlar feza denizinde sahipsiz geziyorlar. Bir tanesi yolunu şaşırsa, başka bir yıldıza çarpacak, bir kıyameti koparacak. Onun nazarında her şey, başıboş, sahipsiz ve vazifesizdir. İşte, inançsızlığın bir neticesi olan bu korkudan hasıl olan manevi bir cehennem ateşi, kâfirin kalbini daima yakar. Mü'min ise, kâinatı, Allah-u Teâlâ'ya teslim eder. Her şeyi kendi Rabbinin bir memuru bilir. Her şeyin dizgini, onun kudret elindedir. Hiçbir şey, onun izni ve iradesi olmadan hareket edemez. Tabiri caiz ise, onun itikadınca, şu kâinat otobüsünün gayet hakim ve kerim bir şoförü vardır. İşte bu halin bir neticesi olarak mü'min, dünyada dahi cennet hayatı yaşar. Bedeni zindanda dahi olsa; ruhu ve kalbi manevî bir cennettedir.
Sayfa 12 - Marmara EğitimKitabı okudu
·
1 plus 1
·
50 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.