Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İkincil olarak, siyah-beyaz karışık çevreler ne bir yönü ne de bir programı olan durgun çevrelerdir. Aynı sorular sorulur, verilen cevaplarda da aynı naiflik sergilenir. Grubun asıl derdi yararlı olmaktan ziyade dağılmayı önlemektir. Bu tür bir yapılanmada baskının siyahlara neler ettiğinin mükemmel bir örneğini görebilirsiniz. Onlara o kadar uzun süre aşağı olduklarını hissettirdiler ki, eşit muamele yapıyor görünen beyazlarla çay, şarap ya da bira içmeyi bile rahatlatıcı buluyorlar. Bu onların, beyazlardan aynı muameleyi görmeyen diğer siyahlardan kısmen de olsa üstün olduklarını hissettirecek ölçüde egolarını şişirmeye yarıyor. Bu tür siyahlar topluluk için bir tehlikedir. Kendilerini siyah kardeşlerine doğru yöneltmek ve ortak sorunlarını ortak bir platformda incelemek yerine, inlemelerini koro halinde "ne ayıp" deme uzmanı olup sempatik görünen bir dinleyici kitlesine duyurmayı seçiyorlar. Bu sersem ve bencil siyahlar son tahlilde ilerlemenin durmasında en az beyaz ahbapları kadar suçlular çünkü tedricilik kuramı böyle gruplardan çıkmaktadır ve siyahların kafasını allak bullak eden de, Tanrı'nın bir gün gökten inip onların sorunlarını çözeceğine inandıran da budur. Hiç çalışmadan sabırla bekledikleri herhangi bir değişim ibaresini tespit etmek için her gün gazeteleri taramaya devam eden insanlar da bu gruplardan çıkıyor. Helen Suzman'ı destekleyen çoğunluğun birkaç bin civarında artması, "kaçınılmaz değişim" in büyük bir köşe taşı olarak görülüyor. Oysa madalyonun diğer yüzüne kimse bakmıyor -Afrikalıların kentsel alanlardan büyük kitleler halinde çıkarılmasını, Durban'da Gri Cadde gibi alanların bölgelere ayrılmak üzere olduğunu ve kötü yönde değişimin diğer birçok alametini kimse görmüyor.
·
99 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.